Yılmaz Büyükşeren'i dinlerken dolandırıcılar kralı Sülün Osman'ı hatırladım!..
Sevgili okurlarım, Bilmem önceki gece Ankara Yenimahalle’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nden canlı olarak...
Sevgili okurlarım,
Bilmem önceki gece Ankara Yenimahalle’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nden canlı olarak yayınladığımız Halk Arenası’nı seyrettiniz mi?
İzlemeyenlere hemen söyleyeyim; şaşkınlıktan ağzınızı bir karış açık bıraktıracak belgeli gerçekleri kaçırdınız.
Eskişehir’i herkesin ölmeden önce mutlaka görmesi gereken kent haline getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşen bu gerçekleri anlatırken, onca deneyime sahip ben bile“Hocam bu kadarı da olamaz, pes doğrusu” demekten kendimi alamadım.
* * *
Sözü uzatmadan anlatayım:
AKP’nin resmi internet sitesinde, Prof. Büyükerşen’in hayatını kentine adayarak yaptığı görkemli eserlerin çoğunu, sanki kendileri yapmış gibi göstermişler!
Örneğin ne kadar ağaç diktiklerini anlatırken, Yılmaz Hoca’nın Porsuk Nehri’nin suyunu arıtarak oluşturduğu göletin ve harikulade peyzajın fotoğrafını kullanmışlar!
Hoca söyledi.
İnsanın içinde gezerken kendisini toz pembe bir rüyadaymış gibi hissettiği bu büyüleyici parka, ağacı bırakın, bir çalı bile dikmemişler!
Ama sıra oy avcılığına gelince, görüntüsünü hiç çekinmeden sitelerine “kes-yapıştırla” almışlar!..