Kim yükseltti bu faizleri?
Ülkedeki fon arz ve talebine bakarsınız değil mi? “Kim ne kadar fon kullandı, bunun kaynağı nereden?” diye. Neden-sonuç ilişkisine bakarsınız. Hele ki bu sonucu yaratan neden, bizatihi sizin ‘düğmeye...
Ülkedeki fon arz ve talebine bakarsınız değil mi? “Kim ne kadar fon kullandı, bunun kaynağı nereden?” diye. Neden-sonuç ilişkisine bakarsınız. Hele ki bu sonucu yaratan neden, bizatihi sizin ‘düğmeye bastığınız’ iktisat politikası ise sonuçlarını da ta başından kestiriyor olmanız beklenir. İstanbul’da bankacıları toplayarak ‘faiz tembihi’ yapan bakanların, üç kamu bankası genel müdürü ve Hazine Müsteşarı ile toplanması ‘faiz sorununu’ çözerdi.
Ne olduğuna bakalım; en başta Hazine, yılın ilk altı ayında yurtiçi borçlanmasını geçen yılın aynı dönemine göre iki kat artırdı. Peki bankacılık sisteminde ne oldu? Bankacılık sisteminde de BDDK verilerine göre yılın ilk altı ayında, yılbaşına göre TL mevduat 42 milyar TL artarken, TL krediler 172 milyar TL artmış. Döviz mevduatının ise 26.7 milyar dolar arttığı, döviz kredilerinin ise sadece 4.2 milyar dolar arttığı görülüyor.
Sektör öz kaynakları 38.7 milyar TL artarken, yabancı bankalardan alınan borçlar ise sadece 11.7 milyar TL artabilmiş. Dış kaynak penceresinin ne kadar daraldığının da iyi bir göstergesi bu.
Bankacılıkta toplam mevduat 134.7 milyar TL artarken, toplam krediler ise 186.5 milyar TL artmış. Özeti şu; mevduat-kredi boşluğu büyümüş. Böyle bir duruma Hazine’nin de rakip olarak gelip ilave fon borçlandığı hesaba katılırsa “Faizler neden arttı?” diye sormak eşyanın tabiatına aykırı.