Trump’ın bütçe trompetinden ne duyuyoruz?

SON birkaç haftada başta ABD’deki mali piyasa dalgalanmasının görünen ve tartışılan nedenlerinin de ötesinde, alttan alta etkili temel nedenlerinden biri olarak öne çıkmaya başlayan bir konu var; o da...

SON birkaç haftada başta ABD’deki mali piyasa dalgalanmasının görünen ve tartışılan nedenlerinin de ötesinde, alttan alta etkili temel nedenlerinden biri olarak öne çıkmaya başlayan bir konu var; o da Trump’ın ekonomi politikasının “keskin köşelerinin” belirmeye başlaması.

ABD’de Trump’ın başkan seçildiğinin kesinleşmesi ile iki taahhüdü öne çıkmıştı; biri vergi indirimleri, diğeri de ilave bütçe harcamalarına gidecek olmasıydı. Bir yıl içinde bunlara dair beklentiler sönmüştü. Ancak son birkaç ayda yeniden daha ciddi biçimde gündeme geldi; vergi yasaları değiştirilip indirimler sağlandı, 4.4 trilyon dolarlık bütçe teklifi de Kongre’ye sunuldu. Bütçe devasa bir bütçe açığına işaret ediyor.

Önce verginin etkisine bakalım. Sonra devasa bütçe açığına giden yola; her ikisi de ABD’de daha yüksek bir tahvil faizine daha hızlı gidileceğinin öncü işareti. Daha yüksek açık daha yüksek büyüme ve enflasyonu getirecek. Bizle ilgisi; daralan finansmanın ve faiz baskının daha güçlü hissedilmesi ve ekonomide daha yavaş, daha yüksek enflasyon demek.

Amerikan teknoloji devi Apple’ın nakit varlıkları dillere destan: 252 milyar dolar. Apple, Trump’ın getirdiği vergi yasa değişiklikleri ile yurtdışı kazançlar düşük bir vergi ile vergilendiriliyor. Böylece Apple yurtdışında tuttuğu kazançlarından oluşan bu nakit varlığını ülkeye getirecek. Kabaca 38 milyar dolarlık bir vergi ödemesi ile varlıklar “yurda dönecek”. Böylece yüzde 35’e yakın bir vergi ödemekten kurtulacak.

Başkan Trump’ın vergi değişiklikleri ile ABD şirketlerinin yurtdışındaki kazançları da vergilendirilmeye başlanacak. Öncesinde, ABD’deki şirketler yurtdışında elde ettikleri kârları yine yurtdışındaki iştiraklerine yatırınca vergi ödemekten kaçınabiliyorlardı. Pratikte bu tahmin edilebileceği gibi ‘offshore’ şirketler üzerinden hallediliyordu.

FT Alphaville’deki habere göre Credit Suisse’in makro stratejsti Zoltan Pozsar; Apple, Microsoft, Cisco, Oracle, Alphabet, Qualcomm gibi teknoloji,  Pfizer, Amgen ve Merck gibi ilaç devlerinin de aralarında olduğu 30 zengin şirketin ‘offshore’larda tuttuğu tahvil miktarının yaklaşık 800 milyar dolar olduğunu yazmış. 2020’ye kadar 800 milyar dolarlık bir ‘offshore’ yatırımı satılacak ya da itfa edilecek. Pozsar’a göre bu 800 milyar doların 300’ü ABD devlet tahvili gerisi şirket tahvili.

Apple gibi kazançlarını nakit olarak yurtdışında tutan şirketler, içeride temettüleri ödemek için düşük faizle borçlanırken, kazançlarını ‘offshore’da yüksek faizli şirket tahvillerine yatırıyor. Dev bir yatırım bankası gibi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kur, piyasa ve merkez bankası bağımsızlığı 13 Temmuz 2018 | 717 Okunma Bütçe hakkı yetim kalmasın 10 Temmuz 2018 | 319 Okunma Yolları çatallanan bahçe 06 Temmuz 2018 | 348 Okunma Seçim bitti geçim sınavı başlıyor 03 Temmuz 2018 | 281 Okunma Küresel yokuşta pahalı bir bedel 29 Haziran 2018 | 341 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar