Türkiye’nin borç defteri kabardı

Borç defterinde ne yazdığı çok daha önemlidir. Tasarruf açığı olan ülkelerin kısa bir zaman aralığında sergilediği refahın yakıtı da dış kaynağa bağlı. Uzun vadede...

Borç defterinde ne yazdığı çok daha önemlidir. Tasarruf açığı olan ülkelerin kısa bir zaman aralığında sergilediği refahın yakıtı da dış kaynağa bağlı. Uzun vadede “kendi bahçesini” toparlayıp uzun ve kalıcı kaynaklara ulaşanlar, bu refahı da kalıcı kılıyor. Kısa vadeli borçla sağlanan refah da sürdürülebilir olmuyor.

Türkiye’nin aylık ve yıllık dönemlerle sağladığı döviz gelir ve giderlerinin, ödemelerinin tablosu; ödemeler dengesi tablosudur. Bu bir akım tablodur. Bu akımların “tortusu” da, yani stok hali de “uluslararası yatırım pozisyonunda” (UYP) izlenir. Uluslararası yatırım pozisyonu, yerleşik yurttaş ve şirketlerin yurtdışı döviz varlıkları ile yurtdışından sağladıkları borç ve yatırım olmak üzere yükümlülükleri gösterir. Net pozisyon ise net döviz yükümlülüklerimizi gösteriyor. Bu tutar da, 2006 yılında 205 milyar dolar iken, 2017 Temmuz ayı itibariyle 450 milyar dolara geldi.

Net UYP yani, net döviz yükümlülük stokumuz 2006’da milli gelirin yüzde 37’sine karşılık gelirken, şimdi yüzde 56’sına karşılık geliyor. 

Özellikle borca dayanarak büyüyen bir ülke iseniz bu pozisyondaki ağırlığın, doğrudan yatırımlara ve hisse senedi kanalıyla dolaylı olarak yerleşik şirket varlıklarına yatırımları teşvik etmeniz beklenir.

10 yılda bu yolda mesafe almamız gerekirken, tablo borçlanma lehine değişmiş. Doğrudan yatırımların kayda değer hızda arttığı, 10 yılda neredeyse ikiye katlanıyor olduğu görülse de, 2017’de 7 ayda 43 milyar dolarlık artış burada önemli faktör. Bunun nedeni de borsa yükselişinin yüzde 40’lara vurması. Oysa 7 ayda giren doğrudan yatırım sadece 5.7 milyar dolar.

Toplam yükümlülükler içinde şampiyonluk 2.5 kata yakın büyüyen borç senetlerinde. Yani kamu ve özel borçlanma tahvillerinde. Şirketler, bankalar ve kamunun kredi ya da borçlanmayla oluşan stokun toplam yükümlülüklerdeki payı 2006’daki yüzde 63’ten, 2017 Temmuz’unda yüzde 69’a ulaştı. Bu büyüklük, 2006’da toplam 220 milyar dolar iken, 2017 Temmuz’unda 400 milyar doları bulmuş durumda.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kur, piyasa ve merkez bankası bağımsızlığı 13 Temmuz 2018 | 717 Okunma Bütçe hakkı yetim kalmasın 10 Temmuz 2018 | 319 Okunma Yolları çatallanan bahçe 06 Temmuz 2018 | 348 Okunma Seçim bitti geçim sınavı başlıyor 03 Temmuz 2018 | 281 Okunma Küresel yokuşta pahalı bir bedel 29 Haziran 2018 | 341 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar