Bonservis yerine “geliştirme bedeli”
ÖNCEKİ hafta Bayern Münih, Leverkusen’a 6 gol atarken düşünmeden edemedim; eğer bu sezon Münih ekibi tüm maçlara 0-0 değil, birer gol avans vererek başlasa ne olurdu diye...Pek bir şey değişmiyor aslında:...
ÖNCEKİ hafta Bayern Münih, Leverkusen’a 6 gol atarken düşünmeden edemedim; eğer bu sezon Münih ekibi tüm maçlara 0-0 değil, birer gol avans vererek başlasa ne olurdu diye...
Pek bir şey değişmiyor aslında: Eğer bu yıl Bayern ligdeki tüm müsabakalara 0-0 değil, 0-1’lik tabelayla başlasa, yine 19 galibiyet, 6 beraberlik ve 6 yenilgiyle 63 puan toplayacak ve şu anda açık ara lider olacaktı. Benzer tablo Fransa’da da var: PSG bu sezon tüm maçlara 0-0 değil, 0-1’lik tabelayla başlasa ve her maç o skoru çevirmeye çalışsa, yine tablo değişmeyecek; 34 maçta 73 puanla en tepede olacaktı.
2 MAÇ YETİYOR
İngiltere’de Manchester City’nin yaptıklarını biliyorsunuzdur: Premier Lig galibiyet ve puan rekorunu kırmak için kalan 4 maçta 2 kez kazanmaları yeterli. Gol rekoru için de 4 müsabakada 6 kez fileleri havalandırmaları gerekiyor. Büyük bir sürpriz olmazsa Premier Lig tarihinin puan, galibiyet, gol, averaj ve puan farkı rekorları Mayıs ortasında City’ye geçecek.
TADI KAÇAR MI?
ŞU anda 6. olan Arsenal’in lig sonuncusuyla puan mesafesi, City ile aralarındaki 33 puandan az! Mesele, sadece City’nin uzaylı performansına özgü değil. Bu yazı kaleme alındığında Avrupa’nın 5 büyük liginde liderlerle ikinciler arasındaki toplam puan farkı 70’ti.
Rekabetin sürdüğü tek turnuva İtalya’da da 2. ve 3. arasında uçurum var. Peki ne oldu da, Avrupa’nın en büyük liglerinde böyle uçurumlar oluştu? Bu tablo kalıcı olur mu ve eğer kalırsa, oyunun tadını kaçırır mı?
48 LİG, 1 PREMIER LİG ETMİYOR
2016-17 sezonu finansal verileri, hem yerel liglerde büyüklerle orta sınıf arasındaki farkın açılacağını, hem de kıta ölçeğinde orta direğin zayıfladığını gösteriyor. UEFA’nın raporuna göre 20 Premier Lig ekibinin geliri, 48 ülke futbolunun toplam gelirinden çok.