Bu taktikle Başakşehir’i yenemezsiniz
Galatasaray’ın haftalardır bir numaralı problemi geriden çıkamamak, baskı yapan her takıma karşı afallamaktı. Fernando bu problemi çözmek için o kadar geriye yaslandı, oyun kurulurken Muslera’ya o kadar...
Galatasaray’ın haftalardır bir numaralı problemi geriden çıkamamak, baskı yapan her takıma karşı afallamaktı. Fernando bu problemi çözmek için o kadar geriye yaslandı, oyun kurulurken Muslera’ya o kadar yaklaştı ki, bazı yorumcular haftalarca Galatasaray’ın üçlü savunma oynadığını iddia ettiler. Sivas Galatasaray’ı baskıyla afallatmış, gol atmaya gücü yetmemişti. Karabük iki golü böyle atmış ama puana yetmemişti. Çalımbay da bu yöntemle Galatasaray’a Antalya’yla 2, Trabzon’la da 3 puan kaybettirince, Tudor radikal bir hamle yapmak zorunda kaldı. Savunmayı üçleyip, hücumu ikiledi. Hücumu ikilemesinin bir numaralı nedeni bence şu: Geride Maicon-Denayer-Serdar anlamsız paslaşacak, fırsat bulunca (genelde Maicon) Eren’e uzun vuracak. Eren indirebiliyorsa indirecek, indiremediyse ortaya düşecek serseri topu Tolgalar-Fernandolar kazanmaya çalışacak... Pek Manchester City’yi veya Barcelona’yı hatırlatmıyor bu strateji değil mi! Tudor’un aslında çağ dışı sayılabilecek bu kumarı, Gençlerbirliği’ne karşı 3 sebeple başarılı oldu:
1)Eren öyle istekli, futbola öyle aç ki. Topu Seyrantepe’ye değil, Göktürk’e vuracağız deseniz ona da yükselecek indirecekti adeta dün! İlk 45’te savunmadan uzun vurulan tam 4 topu başarıyla indirdi tecrübeli oyuncu.
2)Son yıllarda sahalarda ender görülen yeteneksizlikte ve sertlikte bir futbolcu, Diallo, çıkana kadar Fernando’yla bire bir oynadı. Fernando’nun işi zorlaşınca geriden uzun çıkmak, biraz daha anlam kazandı.
3)Galatasaray geriden sürekli şişirip, üçüncü bölgede de serseri topları kazanınca Alkaralar sürekli faule başvurdular. İlk 45’te çoğu gereksiz tam 10 faul. Duran toplarda da muazza...