Futbol, hafta içinde kurgulanan, hafta sonunda sergilenen bir oyundur
Okan Buruk’un Akhisar’ı peş peşe galibiyetlerle küme düşme hattının üstüne çıktığından beri motivasyon sorunları yaşıyor. Özellikle geçtiğimiz hafta orta sahayı tamamen...
Okan Buruk’un Akhisar’ı peş peşe galibiyetlerle küme düşme hattının üstüne çıktığından beri motivasyon sorunları yaşıyor.
Özellikle geçtiğimiz hafta orta sahayı tamamen Alanya’ya kaybeden Buruk, Beşiktaş karşısına radikal önlemler alarak çıkmış. En temel önlem, yani 4-4-2’den 4-3-3’e dönüş bence doğru karar. Zaten ilk yarıda İstanbul’da oynanan maçta da Beşiktaş’ı bu şekilde durdurmuşlardı, orta üçlünün dinamizmi ve sertliğiyle. Dün de orta üçlü Sissoko-Serginho ve Eray’ın çalışkanlıklarına diyecek yoktu gerçekten. Bence Malatyalı Aytaç-Azubuike-Murat’la beraber ligin en dinamik orta üçlüsü bu. Ancak futbol sadece önlem almayla ilgili bir oyun değil. Hatta futbolda kaderi genelde önlem alanlar değil, aldıranlar belirliyorlar. Beşiktaş’ın yetenekli sol kanat ikilisi Caner-Babel, sadece 20 dakikada aynı senaryoyu 2 kez uygulayarak 2 gol attılar Akhisar’a. Ve çektiler fişi. Caner sol çizgide topla buluşup, sanki yüksek bir orta yapacakmış gibi pozisyon alıyor. Herkes ondan yüksek ve uzun bir orta beklerken, yay üzerine yaklaşan Babel’i görüyor... 3’üncü dakikada gördü, golü attırdı. 20’de bire bir aynı şeyi yaptılar, tabelayı Negredo değiştirdi bu kez. Gwyneth Paltrow’un başrolünü oynadığı “Sliding Doors (Türkiye’de gösterildiği ismiyle, Rastlantının Böylesi)” filmini izlediniz mi bilmiyorum. Filmde iki ayrı hikâye, paralel olarak ilerlerler. Bir senaryoda Paltrow, trene son anda yetişir ve eşini onu aldatırken yakalar. Diğer senaryoda Paltrow trene saniyelerle geç kalır ve bambaşka bir öykü gelişir... Futbol da böyledir işte. Tek bir an, tek bir karar, maçın bütün hikayesini değiştirir. Dün Caner’in havadan klasik orta yapmak yerine yerden Babel’e attığı 2 pas, müsabakanın bütün kaderini de...