Türkiye’nin Chelsea’si Başakşehir
2005-2010 döneminde İngiliz futbolu Şampiyonlar Ligi’ni domine edip, peş peşe ikişer-üçer yarı finalist çıkarınca efsanevi forvet Gary Lineker’e soruyorlar: “Sizce İngiltere Ligi’ne artık...
2005-2010 döneminde İngiliz futbolu Şampiyonlar Ligi’ni domine edip, peş peşe ikişer-üçer yarı finalist çıkarınca efsanevi forvet Gary Lineker’e soruyorlar: “Sizce İngiltere Ligi’ne artık dünyanın en iyisi diyebilir miyiz?” Lineker’se o görüşte değil:
“Hayır, ben İspanya’nın bizden daha iyi bir turnuvaya sahip olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir ligin kalitesini 4 zirve takımı değil, orta sınıfı belirler. İspanyolların orta sınıfı, bizim orta sınıfımızdan çok daha iyi”
Şu sıralar İngiltere’de yayıncı kuruluşta yorumculuk yapan Lineker, Türkiye’de çalışıyor olsaydı; herhalde 2017-18 sezonu onu mest edebilirdi: İngiltere’de City 13, Almanya’da Bayern 11, İspanya’da Barcelona ve Fransa’da PSG, 9 puanlık dev farklarla yeni yıla girerken, Süper Lig’de tam 7 takımın 7 puanlık marja sıkıştığı kıran kırana bir rekabet var... Maç başına 2 puan ortalamanın üstüne sadece 2 takım çıkmış, 1 puanın altında yalnızca 3 takım kalmış.
Güçlü ve kalabalık bir ortadirek. Üstelik bu kadar rekabetçi bir lig, eğlence de üretmiş: UEFA ülkeler sıralaması top 10’unun ligleri içinde 3 gol ortalamayı geçen tek turnuva olmuş. Herkes herkesi yenebiliyor, hemen herkes hücumcu, golsüz maç sayısında da dip yapılmış. Ancak böyle bir ligin liderinin de turnuvanın karakterini yansıtacağını düşündüyseniz, yanılıyorsunuz! Bu derece eğlenceli bir ligin tepesinde son derece faydacı bir takım var zira.
PENALTILAR HARiÇ, DURAN TOP GOLÜNDE DE BAŞAKŞEHiR EN TEPEDE
- Başakşehir’in 2017’yi lider bitirmesi, 2016 liderliğine göre daha değerli. Daha geniş bir kadroları var, işler sıkıştığında çözüm bulabilecek zengin bir kulübeye sahipler. Geçen sezona göre daha iyi futbol oynuyorlar, çok yönlüler, artık onları tek bir plan takımı olarak tanımlayamayız.