Bir haşerenin maceraları!..
Şimdi size anlatacağım hikayeyi senaryo olarak yazsam, filme çekilse “amma atmışlar” diye kahkahayla gülersiniz!.. Ama ayniyle vaki… “Adam” savcı… Daha doğrusu savcıydı… Gizli tanık...
Şimdi size anlatacağım hikayeyi senaryo olarak yazsam, filme çekilse “amma atmışlar” diye kahkahayla gülersiniz!.. Ama ayniyle vaki…
“Adam” savcı… Daha doğrusu savcıydı… Gizli tanık oldu… Meslekten atıldı… Sonra yine savcılık yaptığı keşfedildi… sonra ismini ve yüzünü değiştirdi, bu defa sahte savcılık ve dolandırıcılık yapmaya başladı… Halen de yaptığı biliniyor… Kafanız karıştı çünkü saçma sapan geldi değil mi?.. En iyisi en baştan başlamak…
Bu “adalet dağıtıcı” muhteremin adı Bayram Bozkurt. İliç Savcısı’ydı.. Savcılıktan “gizli tanıklığa” geçiş yaptı, “EFE” adını aldı. “Erzincan Ergenekon’u” olarak bilinen davada başını yaktığı isimler arasında şimdi Denizli Milletvekili olan eski başsavcı İlhan Cihaner’le, İstanbul Milletvekili , eski Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek de bulunuyordu. 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ise köşeden dönmüştü!..
Ergenekon Davası’nda gizli tanık olan bu herif-i naşerif, Dursun Çiçek’le İlhan Cihaner’i 29 Mart 2009 yerel seçimlerinden önce birlikte gördüğünü iddia ediyordu. Dursun Çiçek duruşmada Efe kod adlı Bayram Bozkurt’a “madem gördünüz, o sırada üstümde hangi renk kıyafet vardı?” diye sordu. Efe, hemen “yeşil” yanıtını verdi… Çiçek “ben denizciyim” diye karşılık verince, şaşıran, kekeleyen gizli tanık “pardon, özür dilerim, diğerleri yeşildi, sizde beyaz vardı” yanıtını verdi. Dursun Çiçek’in verdiği yanıt o kocaman hangar gibi mahkeme salonunu kahkahaya boğdu:
–Denizciler ocak ayında siyah giyer!..