Bitmeyen kin ve nefret: Anadolu paylaşılacak!..
Osmanlı aslında 1. Dünya Savaşı sonrası değil, daha 70 yıl önce Kırım Harbi ile tarihe gömülmüştü!.. Ancak, Rus Çarı’nın yıllar sonra “Hasta adam” sıfatını...
Osmanlı aslında 1. Dünya Savaşı sonrası değil, daha 70 yıl önce Kırım Harbi ile tarihe gömülmüştü!..
Ancak, Rus Çarı’nın yıllar sonra “Hasta adam” sıfatını layık göreceği Osmanlı Devleti Cumhuriyet’in ilan edileceği tarihe kadar kör topal da olsa yaşamını sürdürdü. ‘93 Harbi’ diye bilinen Osmanlı- Rus Savaşı sonrası toplanan Berlin Konferansı’nda da devletin tabutuna bir çivi daha çakıldı ancak yine olmadı!.. 1881’de iflas bayrağı çekmiş olan Osmanlı’nın başına emperyal devletlerin üye olduğu “Düyun-u Umumiye” yani Borçlar İdaresi getirildi ve devletin neredeyse tüm gelirlerine el konuldu, ancak Osmanlı’nın yaşamı sürdü…
Daha doğrusu sürdürüldü!.. Çünkü bu devletin sahip olduğu zenginlikler, verimli topraklar, yeraltı kaynakları ve tabii payitaht yani İstanbul bir türlü paylaşılamıyordu!.. 1. Dünya Savaşı’nın en önemli hedeflerinden biri nihai olarak Osmanlı’nın paylaşımıydı… Almanya’nın yanında harbe giren Osmanlı’nın kaderi çizilmişti artık; kazanan Almanya dahi olsa, 70 yıldır yaşamını “denge politikasıyla” sürdüren bu imparatorluk kalıntısı devlet sömürgeleştirilecekti!..
Türklerin İngilizlere karşı Irak Kut-ül Amare’de kazandığı zaferden yalnızca birkaç hafta sonra 9 Mayıs 1916’da Rusya’nın onayı ile İngiltere ve Fransa arasında gizli bir anlaşma imzalandı; Osmanlı Devleti’nin paylaşılmasını öngören bu anlaşma bir İngiliz ile bir Fransız’ın adını taşıyordu:
-Sykes-Picot Antlaşması!..
Gizli antlaşmanın maddeleri şöyleydi:
1-Rusya’ya, Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu’nun bir kısmı…