Eller yiyor içiyor, Türk milleti eli böğründe seyrediyor!..
Yıllar sonra Alanya’ya gittiğimde haziran başlarıydı.. Henüz o Akdeniz’in bunaltıcı sıcakları başlamamıştı; hava şahane, deniz muhteşemdi…
Sevgili askerlik arkadaşım Mustafa Gün’ün hemen kentin girişinde, deniz kenarında bulunan sevimli, dört dörtlük otelinde kaldık…
Alanya’nın neredeyse tüm otellerinde olduğu gibi, Mustafa’nın oteli de “her şey dahil” sistemiyle çalışan, müşterilerinin ezici çoğunluğu yabancılardan oluşan otellerden biriydi; İngiliz, Alman, Polonyalı, İsveçli, aklınıza gelen her türlü Avrupa ülkesinden gelen turistler… Daha ilk gün fazlasıyla dikkatimi çekmişti; tatile gelenlerin büyük çoğunluğunun yaş ortalaması neresinden baksanız 65-70 yaşın üzerindeydi!.. Geriye kalanlar da pek genç değildi aslına bakarsanız; ortalama 40-45-50’li yaşlardaydılar… Gençler ve çocuklar ise en az rastlanan turist türüydü!.. Bana ilginç gelen bu durumu arkadaşıma sorduğumda verdiği yanıt gayet basit ve doğaldı:
–Onlar emekli Avrupalılar!..
Geri kalanlar da genellikle işçi sınıfından çalışanlardı!..