Güler misin ağlar mısın eyy Sakız!..
Güzel adadır Sakız… Çok büyük de bir adadır; araba kiralamadan gezemez, sefil olursunuz!.. Havaalanı bile vardır… Şahane koyları, ortaçağdan kalma antik köyleri gezilmeye değer; mesela en iyi korunmuş...
Güzel adadır Sakız…
Çok büyük de bir adadır; araba kiralamadan gezemez, sefil olursunuz!.. Havaalanı bile vardır… Şahane koyları, ortaçağdan kalma antik köyleri gezilmeye değer; mesela en iyi korunmuş olan Mesta Köyü’nü ya da Armolia Köyü’nü gezmemek kanımca eksikliktir… Çünkü bu ada en az 3 bin yıllık tarihe sahiptir… Ama, şöyle romantik, püfür püfür, kesenizi de zorlamayacak nefis bir akşam yemeğini mutlaka Lagada Limanı’nda yiyin derim!..
Plajları da toplam 213 kilometre olan kıyı şeridi de görülmeye değer; üstelik nefis sakız ağacı kokuları arasında!..
-Tabii biz Sakız Adası diyoruz; Yunanca adı Chios!..
Yunanistan’ın beşinci büyük adasıdır… Çoğu ünlü Yunan armatörün memleketidir aynı zamanda…
Pekii, şunun şurasında seçime 3 gün kalmışken ne alaka Sakız; tur rehberliğine mi başladın diyeceksiniz!..
Biliyorsunuz AKP’nin, eskilerin deyimiyle “Nev-i şahsına münhasır” yani kendine özgü bir büyükşehir belediye başkan adayı var; aynı zamanda eski bakanlardan, önemli bir zat yani… Propagandaya da epey erken başladı.. Daha gelir gelmez ilk lafında İzmir’i mahallenin en güzel kızına benzetmiş, “kim istemez ki!” demişti… Sonra tutmuş İzmir’i Şirin’e , kendisini de Ferhat’a benzeterek şöyle konuşmuştu:
-Ferhat dağları dele dele geliyor ya, Şirin ne halde biliyor musun? Şirin affedersiniz fosseptikle (B.ok demek istiyor) uğraşıyor!..
Baktı ki İzmirli bu benzetmelerden rahatsız, tuttu rakıya, şaraba sardı; yeminler ederek İzmirlinin içkisine karışmayacağını söyledi… Yetmedi, İzmir şarabını marka yapacağını ilan etti… Kendi mahallesinden eleştiriler gelince ise şu cümleye imza attı:
-Müftü değilim beni ilgilendirmez!..
Kısacası gayet renkli bir kişiliğe sahip Zeybekçi… Ancak, tam da seçime ramak k...