Kırmızı başlıklı kızların “aldatıldığı” zamanların yazısı!
2009 yılının sonuna doğru toz duman arasında yazmıştım, “CIA kontrolündeki cemaat” başlıklı yazımı... Dile kolay, neredeyse 16 yıl geçmiş üzerinden…Ergenekon tüm hızıyla...
2009 yılının sonuna doğru toz duman arasında yazmıştım, “CIA kontrolündeki cemaat” başlıklı yazımı... Dile kolay, neredeyse 16 yıl geçmiş üzerinden…
Ergenekon tüm hızıyla, tüm hışmıyla sürüyordu... Balyoz kumpasının yurtseverlerin başına inmesine ise yalnızca bir buçuk ay kalmıştı; The Taraf’ın manşeti ve “bavulcu Baransu” marifetiyle tezgahlanan bu ikinci kumpasta da yüzlerce subay Silivri zindanına tıkılacaktı! Kısacası “genel vaziyet” tam bir felaketti...
Yandaş güruh ise sürekli “delil” üretmekle, yargısız infaz manşetleri çekmekle, FETÖ’cü polis şefleri savcılar ve hakimlerle “al gülüm, ver gülüm” şeklinde mesai yapmakla meşguldü... Hoca efendiyi ne kadar özlediğini sütunlarında, ekranlarda döktüren, dayanamayıp Pensilvanyalara koşarak eteğine yüz süren “gazeteci”, “siyasetçi”, “akademisyen” sayısı akıllara seza sayılara ulaşmıştı!..
Bu isimlerin tümü, şimdilerde sabah akşam Fethullah efendiye ağız dolusu küfür, hakaret sallamakla meşgul, iyi mi! Sorduğumuz zaman yana yakıla “nasıl da kandırıldıklarını” anlatıyorlardı... Ne kadar süre kandırılmışlardı peki? En az 7-8 yıl! Bunların en ünlülerinden birine canlı yayın esnasında şöyle demiştim:
-Siz Kırmızı Başlıklı Kız mısınız birader? O bile ilk seferinde yatakta yatanın babaannesi değil kurt olduğunu anlamıştı!
Peki, biz ne yapıyorduk o sıralar derseniz, yalana, riyaya, karanlığa karşı savaşıyorduk! İşte o en gaddar günlerden kalma yazımdan bir bölümü sunuyorum dikkatinize, iyi okumalar...