Paçavranın yeni Kabataş kumpası!..
Yerel seçim kapıya dayandı… Ancak Cumhur İttifakı’nın keyfi pek yerinde değil!.. Özellikle büyük kentlerde yapılan anketler endişelendiriyor iktidar cenahını… Buna bir de küçük ortakla...
Yerel seçim kapıya dayandı…
Ancak Cumhur İttifakı’nın keyfi pek yerinde değil!.. Özellikle büyük kentlerde yapılan anketler endişelendiriyor iktidar cenahını… Buna bir de küçük ortakla sürtüşmeleri, adaylarla ilgili ortaya atılan iddiaları ekleyin; yüzlere yansıyan ekşiliğin nedenini şıp diye anlarsınız!..
Bu gibi durumlarda neler yaşanabilir peki?.. Mezarından oy vermek için çıkanlar olabilir, İstanbul’un Adalar İlçesi’nde olduğu gibi, metruk evlere, yazlıklara, her evde 20-30 kişi olmak üzere yüzlerce, binlerce sahte seçmen yerleştirilebilir, birtakım adaylarla ilgili iğrenç kaset oyunları düzenlenebilir… Haa bir de “büyük üfürmeler” devreye sokulabilir:
-Kabataş yalanı gibi!..
Ne olmuştu Kabataş’ta?.. Tam da Gezi olaylarının zirve yaptığı sıralarda türbanlı bir kadın ve bebeğine üstleri çıplak 70 kişilik bir grubun saldırdığı, bebeği hırpaladığı, kadının üzerine “idrarını” bıraktığı yandaş medyada patlamıştı…
Kendisine “gazeteci”, “yazar” sıfatını yakıştıran bazı yandaşlar, işi daha da ileri boyuta taşıyarak, “görüntüleri izledim, vallahi korkunçtu” şeklinde yazılar döşenmiş, bazıları saldırıya uğrayan(!) kadıncağızla röportaj bile yapmış, gazetesinde tam sayfa yayınlamıştı!.. Sonra ne oldu peki?..
-Hepsinin üfürme, yalan, kumpas olduğu ortaya çıktı!..
“Vallahi gördüm çok iğrençti” diye yazan Hürriyet yazarı, aynı sütunda yalan söylediği için özür dilemiş, bir süre sonra da işine son verilmişti!.. İğrenç ötesi bir yalanı krokileriyle manşete taşıyan, röportajlar yapan gazete ve yazarcıklar ise sanki hiçbir şey olmamış gibi minik yaşamlarına devam etmişlerdi!..
-E, tabii tıynetleri o kadardı…
Şöyle okkalısından bir “Yeni Kabataş üfürmesine”