Terminatör Efendilerle insanlığın savaşı!..
Ohh ne ala!.. Genlerimizin sırrı da çözüldü… Biraz dişimizi sıkarsak, yani bu cennet ülkede ölmemeyi becerebilirsek yaşadık!.. Okyanusun iki yakasında dünyanın efendileri aynı anda...
Ohh ne ala!..
Genlerimizin sırrı da çözüldü… Biraz dişimizi sıkarsak, yani bu cennet ülkede ölmemeyi becerebilirsek yaşadık!..
Okyanusun iki yakasında dünyanın efendileri aynı anda açıkladılar; insan vücudundaki üç küsur milyar ünitenin oluşturduğu DNA zincirinin haritası çıkarıldı ve şifrenin yüzde 95’i çözüldü…
-Gerçekten müthiş bir devrim!..
Bizim renkli medya önce en büyük düşü öne çıkardı:
-Yaşam uzayacak!..
Gerçi, sürede pek anlaşamadılar; kimine göre 1200 (yazıyla bin iki yüz) yıl yaşayacak, sıkıntıdan patlayacaktık!.. Bir kısım medya o kadar uçmayı göze alamadı, 200 yılda karar kıldı!.. En gerçekçi takılanlar ise ortalama 90 yılda frene basmayı tercih etti!..
Aklını çalıştırmayı öğrendiğinden bu yana ölümsüzlüğün peşinde koşan insanoğlu doğal olarak pek heyecanlandı… Hele genin sırrına ulaşmanın, en sevdiklerimizi acımasızca koparıp alan kanseri, kalp hastalıklarını ortadan kaldıracağına, şeker, zeka geriliği gibi gen hastalıklarının tarihe karışacağına ilişkin açıklamalar sevinci ikiye katladı…
-Bizim ülkemizde ise en az beşe katladı!..
İnsanlarımızda bir sevinç, bir mutluluk!.. İçilen sigara miktarı anında üç pakete, akşamdan akşama alınan içki miktarı da beş kadehe çıkıverdi!.. “Yahu durun, bu intihardan farksız” uyarılarına yanıt aynen şöyleydi.
-Boş veeer, genimiz sağ olsun!..
Bir eczacı dostum anlattı; genlerin şifresinin çözüldüğüne ilişkin haberlerin çıktığı gün 70’li yaşlarını süren epey varlıklı bir müşterisi yıldırım gibi eczaneye dalmış ve sormuş;
-Genlerle ilgili bir ilaç çıktı mı?!..
Bu kocaman dünyada iyiliğe güzelliğe dair o kadar az şey yaşıyoruz ki… Savaşların, sömürünün, açlığın, yoksulluğun kırıp geçirdiği bir dünyada böylesi müthiş bir haber deyim yerindeys...