Yazıklar olsun!..
Askerliğimi Tunceli Jandarma Komando Tugayı’nda asteğmen olarak yaptım… Tam bir yıl, Tunceli’nin dağını, taşını, köyünü, mezrasını neredeyse adım adım dolaştım…...
Askerliğimi Tunceli Jandarma Komando Tugayı’nda asteğmen olarak yaptım…
Tam bir yıl, Tunceli’nin dağını, taşını, köyünü, mezrasını neredeyse adım adım dolaştım… PKK’nın terör eylemlerinin, cinayetlerinin, katliamlarının başlangıcı olan Eruh-Şemdinli baskınlarının üzerinden henüz bir yıl bile geçmemişti ve Tunceli sıkıyönetim bölgesiydi… Bu, o bölgenin terör saldırısına açık olduğu anlamına geliyordu!..
Bilen bilir; Tunceli’nin kışı yaman geçer, kırmızı çamuru, buz tutan suları, insan boyunu aşan karı meşhurdur… O coğrafyada uzun süren kış ayları boyunca 21 kişilik askeri timin komutanı olarak çok geceler geçirdim; pusular, baskınlar, tesadüfi karşılaşmalar, çatışmalarla geçen uzun geceler!.. Yaşadıklarımı, yaşananları yazmaya da tugayda başladım… Bir yazı dizisi formatında kaleme aldığım anılarım sonunda bir kitap olarak çıktı:
-Vur Emri- Bir asteğmenin Tunceli anıları!..
Bir ilkti; o nedenle çok ilgi gördü, TBMM’de oturum bile yapıldı. Genelkurmay kitap üzerine açıklama dahi yaptı!..
Bir anı kitabıydı ancak yapılan iyi ya da kötü, yanlış, eksik şeylerin eleştirisini de içeriyordu… Mesela, maskeli bir ihbarcının getirdiği bilgi üzerine, bir köyde saklanan üç teröriste düzenlenen baskında, henüz karadan harekete geçen kuvvetler köyü kuşatma altına almadan Kurmay Başkanı binbaşının erkenden helikopterle gönderdiği komandolar daha yere inmeden ateş altında kalmış, bir erimiz şehit olmuştu…
Daha da acıklısı, bembeyaz giyinmiş, giysilerinin üzerine de muşamba geçirmiş üç terörist, 150 kişilik jandarma kuvvetinin arasından kaçmayı başarmıştı. Bizim askerlerimiz ise bembeyaz karların üzerinde haki giysileri ile mükemmel bir hedef oluşturuyorlardı!.. Teröristler, üstlerindeki muşambalar sayesinde karın üzerinde hızla kayarak ve de deyim yerindeyse ellerini kollarını sallayarak çekip gitmişlerdi!.. Giderken de bir erimizi ve komutanlarımızdan Arif üsteğmeni de yar...