Alındık, kırgınız ama bir anlamı yok!
Ütopya bu ya: Gazeteci ağır bir yazı yazmış yahut “tweet” atmış. Cumhurbaşkanı’nın tekmeci veya silah koleksiyoncusu danışmanları ile avukat“Hemen hakaret davası açalım;...
Ütopya bu ya:
Gazeteci ağır bir yazı yazmış yahut “tweet” atmış.
Cumhurbaşkanı’nın tekmeci veya silah koleksiyoncusu danışmanları ile avukat“Hemen hakaret davası açalım; savcılar hazır, filanca mahkemeye heyeti de şey olabilir, tutuklansın, hapis cezası alsın, diğerlerine de gözdağı olsun” diye koşturuyor.
Cumhurbaşkanı gayet vakur, sakin ve hoşgörüyle, “Yapılandan dolayı elbette kırgınlık içindeyiz. Ama dava açmanın bir anlamı yok” diyor.
***
Cumhurbaşkanı bir zamanlar “yoldaş” olduklarının “paralel yol”da olduklarını tespit etmiş, yıllar ve yollar sonra.
İşte etrafındakiler hemen, “İçeri atalım, inlerine girelim, medyalarını platformdan çıkartalım, patronlarını sıkıştıralım” diyor haliyle.
Cumhurbaşkanı gayet vakur, sakin ve hoşgörüyle, “Yapılandan dolayı elbette kırgınlık içindeyiz. Ama bunları yapmanın bir anlamı yok” diyor.
***
Bir çocuk polisin gaz kapsülüyle vuruluyor, aylarca komada kalıp ölüyor. Annesi Cumhurbaşkanı’nı eleştiriyor.
Akıl yerine gaz vermekten sorumlu heyet hemen “Meydanlarda annesini yuhalatın. Çocuğun sapanını, maskesini öne çıkartın” diye kabarıyor.