Demokrasinin Sarkozy'cesi, Trump'çası!
Demokrasi, epey sonra "genel oy hakkı" ile buluştuğunda, işin özü basitti: Eşitlik! Yani, sosyal, sınıfsal açıdan eşit olmayanların da varlıklılar gibi birer oy hakkı ve bu sayede, her zaman daha kalabalık olan...
Demokrasi, epey sonra "genel oy hakkı" ile buluştuğunda, işin özü basitti: Eşitlik! Yani, sosyal, sınıfsal açıdan eşit olmayanların da varlıklılar gibi birer oy hakkı ve bu sayede, her zaman daha kalabalık olan zayıfların, mağdurların, mazlumların sesinin parlamentolara yansıyacağı "hayali!"
Tam öyle olmadı tabii: Paranın, güçlülerin, ilişki ağlarının hegemonyası bastırdı; ama genel oy yine de çok şeyi değiştirdi...
Ta ki, özellikle Batı’da seçmenlerin “seçimlere inancı”nın zayıflamasına, katılım oranlarının yerlerde yuvarlanmasına kadar.
Şimdi o genel oy eşitliğinden bakiye kalanın da “başka başka türlü saldırılar”a maruz kaldığına dair iki çarpıcı örnek vaka mevcut.
İkisi de, “Kraliyet demokrasisi” İngiltere’den sonra, birbirlerini de etkileyerek iki büyük “cumhuriyet ve demokrasi demokrasi” devrimi yapmış ABD ile Fransa’da.