Emir kulu ama kimin emri, kimin kulu?
Artvin’de, Cerattepe’nin “şeyine koyacak” Şirket’i protesto edenlere girişen polis (ve jandarma) mensupları demiş ki: Biz emir kuluyuz! *** Sıvasız hanelerden gelmiş polis ve askeri “Şirket’in...
Artvin’de, Cerattepe’nin “şeyine koyacak” Şirket’i protesto edenlere girişen polis (ve jandarma) mensupları demiş ki:
Biz emir kuluyuz!
***
Sıvasız hanelerden gelmiş polis ve askeri “Şirket’in özel güvenliği” gibi kullanan sisteme bakacaksın o zaman.
Yukarıdan emir geliyor…
Alttakilerin üniformalı çocuklarını alttakilerin üzerine sürüyorlar!
Bu tulumba böyle işliyor; bu çark böyle dönüyor; bu “altın” düzenin özü bu!
***
Bir millet mahmur, tam uyanamıyor olmalı. Yoksa dikkat etse, görecek:
Bir Şirket var.
Onun üzerine giden (o güne kadar makbul) savcılar, polisler temizlendi, kanunlar değiştirildi. “Bağımsız” yargı ve “emir kulu” Emniyet Şirket’i koruma kollamaya memur edildi.
De ki “darbeciydi” onlar!
Ama Şirket’in karşısına kim çıksa, ister Yırca veya Cerattepe’deki gibi, toprağına, ağacına, suyuna sarılmış canlı canlı halk; ister gökdelen inşaatının asansöründen boşluğa atılmış 10 ölü işçi; ister Soma’da bir madenci…
“Milletin devleti” anında “Şirket’in devleti” oluyor.
Buna (bir kısım) sermaye ve devlet/iktidar gücünün tek yumruk olması denir…
Lakin senede 1700 can veren ölü işçi sınıfının, yaralı halk tabakalarının, acılı sıvasız hanelerin evlatları birbirine saydırmakla meşgul!