Futbol bazen tam da budur!
Kendisi bilmez ama madem o başlattı, ben de ondan özür dileyim: Deniz Çoban’ı hakem olarak genellikle pek tutmazdım. Ama “insan” öyle genellemelere, nokta atışlara, önyargılara gelmeyen bir varlık...
Kendisi bilmez ama madem o başlattı, ben de ondan özür dileyim:
Deniz Çoban’ı hakem olarak genellikle pek tutmazdım.
Ama “insan” öyle genellemelere, nokta atışlara, önyargılara gelmeyen bir varlık işte.
“Hatalar” yaptığı, yani hakem olarak “kötü” olduğu bir maçın ardından insan olarak “çok iyi” çıktı.
Hem özeleştiri cesaretiyle, hem de bunu katı kurallara rağmen yaparak, hiç gocunmadan ve tüm samimiyetiyle, kimseye tepeden bakmadan.
Her saniye hata yapan ağalar, efendiler, reisler bir “Çoban”ın verdiği dersi anlamayacak muhtemelen.
Olsun, kimi koyun belki sürüye rağmen kavrar, kimi kuzu belki bir şey çıkarır, kurt bile, olur a, “helal” der!
***
Maçın özetini izleyince peş peşe “hakem hataları” görüyorsun.
Son saniye penaltı kararı dahil.
Ama bir gün önce “derbinin kralı” da öyleydi.
Halis Kahya’da ya olgunluk ya o cesaret yoktu.
Yahut kendini doğru buluyordu.