Herkesin hükümeti, herkesin hükümdarı!
Başbakan güvenoyu alan yeni hükümetini “herkesin hükümeti” diye tanımladı. Balkonlarda da bu “herkesin” çok söylenmişti; ama herkes herkes olmuyor haliyle. Kimi elbet kendisi istemediği...
Başbakan güvenoyu alan yeni hükümetini “herkesin hükümeti” diye tanımladı.
Balkonlarda da bu “herkesin” çok söylenmişti; ama herkes herkes olmuyor haliyle.
Kimi elbet kendisi istemediği için; ama kimi de kafadan “öteki” sayıldığı için.
Çünkü “herkesin” lafında da anlaşamıyoruz.
“Herkesin hükümeti, herkesin başbakanı, herkesin cumhurbaşkanı” gibi ifadeler,“hepinizin efendisiyim” gibi anlaşılıyor.
Herhalde öyle değildir!
Ama hem gelenek-görenek öyle; hem hevesler hep öyle.
Oysa “herkesin hakkını, özgürlüğünü gözeten” filan da olabilirdi. Olmuyor.
İşte ikisi arasındaki “tramvay”a genellikle “demokrasi” deniyor.
Hesapta “demir ağlı cumhuriyet”in de öyle olması lazım; “herkesin özgür, eşit, kardeşçe olması” gibi bir doğuştan tanımı var ya.
Ama “yurdu demir ellerle örmek” de bir şekil!
Yani “herkesin” deyince önemli olan “trafik hangi yönde?”