Hiç onunla sen bir olur musun!
Balçiçek İlter’in sorularını cevaplarken, “astlar”ın maruz kaldıkları konusunda Genelkurmay 2. Başkanı demişti ki: “Hiç çaycıyla siz, bir olur...
Balçiçek İlter’in sorularını cevaplarken, “astlar”ın maruz kaldıkları konusunda Genelkurmay 2. Başkanı demişti ki:
“Hiç çaycıyla siz, bir olur mu?”
Oradaki “siz” tabii “biz” olarak da manalıydı!
***
Şu günlerde OYAK ve GATA işbirliğiyle, hakikaten “bir olunamayacağı” bir kez daha tescil edildi.
Aort sorunuyla ameliyat edilen Astsubay Ali Şahin’in “maluliyet” başvurusuna karşılık “askeri tıp heyeti” OYAK’a bildirdi; kargacık burgacık, hastaya da saygısız bir yazıyla:
“Hamallık, halter sporu yapamaz. Ama çaycılık yapabilir.”
Böylece “Hiç çaycıyla bir olunur mu?” sorusunun mecazı da kalmadı; hakikat oldu.
Kıbrıs’ta esas duruştaki astına çay bardağı ve çay tabağı fırlatıp bir de hırpalayan komutan boşuna terfi etmemiş tabii.
Musul Konsolosluğu ve “yurtdışındaki tek vatan toprağı” Süleyman Şah Türbesi devlet eliyle, emir komuta zinciri içinde Işid’e “mukavemetsiz teslim” edilmişken, Işid’in rehin aldığı bir astsubayın “mukavemetsiz teslim olup TC ve TSK’nın itibarını düşürdü” diye ordudan atıldığı ve…
Biri bebek, iki minik evladının ekmeği için hakikaten “çaycılık” yaptığını da unutmayalım tabii!