Hortum’dan Havuz’a medya talihi!
Amiral Doğan Grubu ile İskele Sancak Grubu arasındaki atışma özetle şunu anlatıyor: Birinciler gazeteciliği safra diye zaten suya atmışlardı… İkinciler bir de ayağına okkalı taş...
Amiral Doğan Grubu ile İskele Sancak Grubu arasındaki atışma özetle şunu anlatıyor:
Birinciler gazeteciliği safra diye zaten suya atmışlardı…
İkinciler bir de ayağına okkalı taş bağladılar!
Seyir ve Oşinografi Dairesi’nin tespiti böyle!
Nitekim Milliyet’i suya atmışlardı; Fitbolun başındaki yeni patron da gazetenin ayağına taş bağladı.
Oysa safra dedikleri gazetecilik, kendi haysiyetlerini bile su üstünde tutabilecek bir şeydi!
***
Bizzat Sancak’ın sözleri ile karşı tarafta grup sözcüsünün yazdıkları alt alta gelince de anlıyoruz ki, önceki var olmadan sonraki de var olamazmış.
Nasıl birinci varken yok olmamış ise, ikinci de yoktan var olmamış.
Materyalizm ve Diyalektik Dairesi’nin tespiti de öyle!
***
İskele Sancak kaptan köşkünden deniyor ki:
“Aydın Bey’le dostluğumuz, muhabbetimiz vardı. Ortaklık kurabilir miyiz diye görüşmelerimiz oldu.
Bazen iktidarla girdiği çatışmalarda aracılık edeyim diye benden görevler istedi, bunları memleket yararına kabul ettim. Sayın Erdoğan’a ilettim.
Ailece de görüşürdük. Birbirimizi çok severdik.”
Çatışmayı öteki grubun “Sayın Cumhurbaşkanı ve milli şeylere karşı olması”na bağlıyor.