Önce ufukta barış gördük, sonra bir baktık ki, öldük!
Bir büyük yalanın mızrağına asılıp asılıp düşüyorlar. Devlet, hükümet, iktidar halka söz vermişti: Bir daha asla olmayacak, diye. Arşivler, kayıtlar Cumhurbaşkanı’ndan...
Bir büyük yalanın mızrağına asılıp asılıp düşüyorlar.
Devlet, hükümet, iktidar halka söz vermişti:
Bir daha asla olmayacak, diye.
Arşivler, kayıtlar Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, iktidar sözcülerine, Havuz medyası kâtiplerine kadar hepsinin yazdıkları, söyledikleriyle dolu.
Bu sözü devlet adına vermişlerdi ama aynı zamanda “örgütle temasları” sonucu.
***
PKK, silahlı güçlerini Türkiye dışına çıkaracağının sözünü vermişti.
“Bir daha Türkiye içinde silahlı çatışma olmayacak” deniyordu.
Kürt annelere barış, evlatlarının hayatlarına dair sözler verilmişti.
Oysa harıl harıl tuzaklanıyormuş yollar.
“İnsanlık suçu” sayılabilecek mayınlardan da ötesi.
Yeni teknolojiler, “dijital şeyler”, patlatıldı mı mutlaka öldürecek tuzaklar!
***
Bu süre zarfında, devlet-iktidar “nasılsa bu iş barış” demiş…
Tedbirler bırakılmış, karakollar jandarmadan piyadeye geçmiş, “tecrübeli”uzman erbaş kadroları erimiş; ya 45’inde ordudan atılmışlar ya sözleşmeler yenilenmemiş. Yahut kimine savaş yıllarında edindiği hastalıklardan ötürü “artık olmaz” diye kapı gösterilmiş.