Sen sözleri unutsan da sözler seni unutmaz!
Yine oradan başlayabilir belki. Bilmiyoruz. Sadece bir umut olsun istiyoruz. “Başbakan” Erdoğan’ın kesin dille verdiği o umudu “Cumhurbaşkanı” Erdoğan da hatırlasın bir. Çok üstünde dursak...
Yine oradan başlayabilir belki.
Bilmiyoruz.
Sadece bir umut olsun istiyoruz.
“Başbakan” Erdoğan’ın kesin dille verdiği o umudu “Cumhurbaşkanı” Erdoğan da hatırlasın bir.
Çok üstünde dursak belki epeyce sorunlu bile bulunabilecek o slogan, iktidar diliyle bir simge olmuştu:
Analar ağlamasın!
Mecazi yahut hakiki, “anasını ağlatanlar”ın her köşede çöreklendiği bir ülkede, hiç değilse iyi bir temenni.
***
Erdoğan ve AKP birkaç ay öncesine kadar “Analar ağlamasın” diyordu…
Bakın, şimdi, bugün Selahattin Demirtaş da “PKK’ya amasız olarak silahlı eylemlerini durdurma” çağrısı yaparken ne dedi:
“Analar ağlamasın. Bundan kıymetli söz yoktur.”
Başka bir örneği var mı, bilmiyorum; doğrudan muhatap da almamış olabilir fakat, “Seni başkan yaptırmayacağız” diyen aynı kişi bir bakıma “Senin o analar ağlamasın sözünden kıymetli bir söz yoktur” diyor.
Mesele hangisine daha çok kıymet vereceğimiz:
“Analar ağlamasın”ın kıymetini takdir yanında, “seni başkan yaptırmayacağız”ın muhalif şiddetine mi?
Analar ağlamasın diye millete ve annelere verdiğimiz söze mi…
Başkan yaptırmayacağız diye kendimize dokunan bir söze mi?
***
Mart 2013’tü.
Öyle Doğu’da değil, Batı’da, Bigadiç’te Erdoğan kesin bir dille sesleniyordu:
“Çözüm sürecine odaklanmışız. Niye? Terörü bitirelim, kan dursun, analar ağlamasın.
Biz bunu istiyoruz.
Ama samimi istiyoruz.
İnşallah, hiç endişeniz olmasın, kardeş olarak geleceğe daha emin adımlarla yürüyeceğiz.”