İyi ki Hürriyet var
Yıl 1985... Hürriyet gazetesi ekonomi servisinde muhabirim.Bir bankanın istihbarat müdürü ziyaretime geldi. Sohbet ederken, o günlerde 4’te 3 sayfa boyutunda olan ekonomi bölümündeki “Şirket Haberleri”...
Yıl 1985...
Hürriyet gazetesi ekonomi servisinde muhabirim.
Bir bankanın istihbarat müdürü ziyaretime geldi. Sohbet ederken, o günlerde 4’te 3 sayfa boyutunda olan ekonomi bölümündeki “Şirket Haberleri” başlığını gösterdi:
- Biz, sayfanızın bu bölümünü her gün keser, arşivimize alırız.
O günkü “Şirket Haberleri” köşesine baktım, her biri 1 cümle olan 5-6 haber vardı, sordum:
- Buradaki tek cümlelik haberlerin sizin açınızdan önemi ne?
Önce bankanın istihbarat biriminin işlevini anlattı:
- Bankamıza kredi başvurusu yapan şirketleri araştırmak, haklarında bilgi toplamak bizim görevimiz. Bankamızın kredi komitesi, karar verirken hazırladığımız dosyadaki bilgileri dikkate alır.
Ardından ekledi:
- Sayfanızdaki şirket haberlerini de o nedenle arşivimize alıyoruz.
Kredi başvurusunda bulunan şirketin tek satır da olsa gazetenizde yer alması, hanesine “artı” yazılmasını sağlar.
Hürriyet’te yayınlanan her kelimenin etkisini, gazetemin gücünü o gün bir kez daha anladım...
Sedat Simavi’nin 1948 yılında kurduğu Hürriyet, yayın hayatına başladığı ilk günlerden itibaren hep haberciliği ile öne çıktı. Haber refleksi, haberlere eşlik eden fotoğrafları Hürriyet’in çıtasını yükseltti, basının “Amiral Gemisi” konumuna taşıdı.
Hürriyet gazetesine ilk adımı 1981’de, meslekteki 3’üncü yılımda Dünya gazetesine girdiğimde attım. 1 Mart 1981’de ekonomi gazetesine dönüşen Dünya, o dönemde Hürriyet’e bağlıydı...
Hürriyet’le yolum ikinci kez 1984’te ekonomi servisine muhabir olarak geçtiğimde kesişti...
1987’de ayrıldığım gazeteme 1992 sonbaharında döndü...