2016’da kim kaybetti?
Aslında soruyu şöyle sormak daha doğru olacak: Batı sistemi 2016’yı kaybetti mi? Cevap hem evet, hem hayırdır. Cevap evettir çünkü Batı sisteminin patronajında yer alan ABD Suriye krizi başladıktan sonra bir defa...
Aslında soruyu şöyle sormak daha doğru olacak: Batı sistemi 2016’yı kaybetti mi? Cevap hem evet, hem hayırdır. Cevap evettir çünkü Batı sisteminin patronajında yer alan ABD Suriye krizi başladıktan sonra bir defa değil arka arkaya bir dizi yanlış yapmıştır, bu yanlışlar ABD’yi sadece Suriye’de değil bütün Ortadoğu coğrafyasında güvenilmez, müttefiklerini her an yalnız bırakmakla kalmayan aynı zamanda onların düşmanlarıyla işbirliği yapan bir ülke konumuna getirmiştir.
ABD Suriye meselesinde PKK/PYD ile ittifak yaparak İran ve Suriye ile aynı çizgide buluşurken, başta Türkiye olmak üzere, bütün Arap ülkelerinden uzaklaşıp Irak’tan Afganistan’a, Yemen’e kadar kocaman bir coğrafyayı istikrarsızlaştırıp bir anlamda mezhep eksenli bir çatışma alanı haline gelmesinin yolunu açmış bulunmaktadır. Mısır’la askeri darbe şefi Sisi ile kurduğu ilişkinin, Mısır halkına karşıt, sorunlu bir ilişki olduğunu ise unutmamak gerekir.
Ortadoğu’yu kaybetmek
Kim ne derse desin bugün de Ortadoğu dünyanın enerji kaynaklarının en büyük merkezlerinden biri olduğu kadar birikmiş petro-dolarlarıyla dünyanın finans piyasalarında etkili olan bir ekonomiye sahiptir. Dolayısıyla yüz yıl Batı’nın sadece hegemonyasında değil aynı zamanda sınırsız sömürü alanlarından biri olan bu bölgenin Batı sistemini etki alanının dışına çıkma eğiliminde olması Batı hegemonyasının çöküşünü hızlandıracak neticelere yol açacak bir olaydır.