AK Parti - MHP ittifakı başarısız mı?
Referandum sonuçları üzerine yapılan tartışmaların merkezinde yer alan, bu konuyu tartışanların çoğu zaten neredeyse yeminli milliyetçilik ve muhafazakârlık düşmanlarından oluşan bir kadronun...
Referandum sonuçları üzerine yapılan tartışmaların merkezinde yer alan, bu konuyu tartışanların çoğu zaten neredeyse yeminli milliyetçilik ve muhafazakârlık düşmanlarından oluşan bir kadronun mensuplarıdır. Onların bir kısmı özellikle Genel Başkan Devlet Bey’in bütün gayretlerine rağmen MHP’lilerin referandum da gerekli desteği vermediğini iddia etmektedirler. Bazıları ise ‘AK Parti MHP ile birlikte bu değişim projesini gündeme getirdiği için Güneydoğu’da yaşayan Kürt kökenli seçmenlerden gerekli oyu alamamış olduğunu’ iddia etmektedirler.
Oysa AK Parti-MHP işbirliğinin başarısı ortadadır. Bu başarı içinde hangi partinin ne kadar oyu olduğu ya da MHP’nin katkısının ne oranda olduğunu tartışmak çok anlamlı değildir çünkü elde kesin veri bulunmamaktadır. Seçim sonuçlarını tam olarak doğru tahmin eden Gezici Araştırma Şirketi’ne göre MHP’lilerin yaklaşık %40’ı evet oyu vermiştir ki bazı şehirlerde AK Parti’nin 1Kasım 2015 seçimlerinde aldığı oy nispetinin altında bir ‘evet’ oranının çıkması, ‘bugünkü başarının birlikte’ gerçekleştiğini göstermek için yeterlidir. AK Parti-MHP işbirliğinin, teröre karşı verilen mücadeleyle birlikte düşünüldüğünde Güneydoğu’da yaşayan Kürtler üzerinde iddia edildiğinin tersine, nasıl olumlu etki yarattığını anlamak için, bölgede 1 Kasım’da alınan AK Parti oylarıyla halkoylamasında alınan ‘evet’ oyları arasındaki yaklaşık beş yüz binlik artışa dikkat etmek yeterli olacaktır.
Sistem değişiyor
Öncelikle şunu belirtmek, bir durum tespiti yapmak önemlidir: Bu değişim projesi yani sistem değişimi meselesi sıradan bir reformu yapmanın çok ötesinde, adı üzerinde siyasal sistemi değiştirmeyi amaçlayan yapısal bir dönüşüm projesidir. “Bu dönüşümün ortaya çıkardığı işbirliği ancak sürecin iyi yönetilmesine öncülük eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği sayesinde başarıya ulaşmıştır. Bunu hem sürecin başlangıcında, hem bazı hassas konuların çarpıtılarak gündeme getirildiği zamanlarda, hem de ortaya atılan yalan yanlış iddialara hatta uluslararası operasyonlara karşı ortaya konulan politik tavırda görmek mümkündür.”