İslamcılık ve Müslümanlık
19.yüzyılda en çok tartışılan mesele, geleneksel kavramların artık Yeni Dünya'yı açıklayamayacağıyla ilgilidir. Bu yüzyıl bugün büyük ideolojiler olarak hâlâ tartışılan...
19.yüzyılda en çok tartışılan mesele, geleneksel kavramların artık Yeni Dünya'yı açıklayamayacağıyla ilgilidir. Bu yüzyıl bugün büyük ideolojiler olarak hâlâ tartışılan liberalizmden sosyalizme cumhuriyetçilikten komünizme kadar birçok doktrinal ideolojinin ortaya çıktığı bir zaman dilimidir.
Modernleşme süreci daha erken dönemde başlamış olsa da ekonomik ve toplumsal hayattaki etkilerinin neredeyse bir toplumsal devrime dönüştüğü dönem bu yüzyıldır. Toplumu ve dünyayı anlamak bakımından geleneksel bakış açılarının, dünya görüşlerinin bu yeni durumu anlayacak ve açıklayacak kavramsal çerçevesinin bulunmayışı, ideolojilerin yükselişinin temel nedenlerinden biri sayılabilir.
MODERNİZMİN BİRBİRİNE ZIT İKİ YÜZÜ
Bizim coğrafyamız ve uygarlık alanımızda, modernleşmenin ortaya çıkışının ve etkilerinin daha geç bir zamanda, o da Batı üzerinden kültürel/ ideolojik ithal olarak geldiği bilinmektedir. Sadece bu tespit bile iki önemli sorunu işaret etmektedir: Bunlardan biri, kendi modernleşmesini üretmemiş olan toplumların modernleşmeyi Batılılaşma olarak 'politik bir proje' biçimde algılaması, ikincisi modernleşme sürecinin ideolojilerini ise ya ithal etmesi ya da o ideolojik kalıplar içerisinde bu sürece karşılık vermeye çabasıdır.
Bizim coğrafyamızda İslamcılık, Batılılaşma ve modern ideolojilere yine ideoloji bağlamında verilen bir cevabın adıdır. Bu ne kadar mümkün olmuştur, ne kadar sorunludur üzerinde mutlaka durulması gereken bir konudur. Son zamanlarda yapılan İslamcılık tartışmalarını doğrusu bu analitik çerçevenin dışında politik ön yargılarla ve bazı İslamcı grupların cemaatsel iç kavga diliyle yapıldığını görmek üzüntü vericidir çünkü bunların, doğrudan doğruya bir ideoloji olarak İslamcılık problemini anlamaktan uzak iddiaların karşılıklı ortaya dökülmesinden başka bir amaca hizmet etme ihtimalleri yoktur.
Bir ideoloji olarak İslamcılıktan bahsedilecekse, bu bağlamı ilk defa işaret eden Şerif Mardin'i anmak gerekir. Şerif Bey fikir tarihimizi ele alan çalışmalarında 19.yüzyıl pozitivist aklının muhtelif fikir hareketleri üzerindeki yansımalarına referans verir. Türk düşünce hayatının bırakınız 19. yüzyılı 20. yüzyılda hatta günümüzde bile bu pozitivist aklın tortularından kurtulamadığını gösteren birçok örnek söz konusudur ve gündelik tartışmalarda bile bu dilin etkisini görmek şaşırtıcı değildir.