Kim kaybedecek?
Referandumda kim kaybedecek? Bu soru aslında Türkiye’de hangi siyasal kadronun, hangi anlayışın kazanacağını, hangilerinin kaybedeceğini ifade ettiği kadar hangi toplumsal kesimlerin, hangi toplumsal grupların kaybedip...
Referandumda kim kaybedecek? Bu soru aslında Türkiye’de hangi siyasal kadronun, hangi anlayışın kazanacağını, hangilerinin kaybedeceğini ifade ettiği kadar hangi toplumsal kesimlerin, hangi toplumsal grupların kaybedip kazanacağını da kapsamaktadır. Çünkü teorik olarak bilinmektedir ki siyasal mücadelelerin akışı aslında doğrudan doğruya toplumsal değişimin yönü tarafından şekillendirilmektedir.
Bu bakımdan önümüzdeki referandum Türkiye açısından tarihsel bir dönüm noktası olacak niteliktedir. Parlamenter sistem adı altında millet iradesini bürokratik/militer bir zümrenin vesayeti altına sokan bu siyasal düzenin değişmesi birincisi; “toplumsal değişim dalgalarının yarattığı yeni kurumların, yeni toplumsal tabakaların, yeni toplumsal aktörlerin siyasal talepleriyle çelişen mevcut ‘siyasal yapının’ değişmesinin yani demokratikleşmesinin önündeki engelleri ortadan kaldırma fırsatı oluşturacaktır. İkincisi, bu projeyle devletin kurumsal yapısının militarizm ideolojisi tarafından şekillendirilmiş mekanizmaları karşısında sivil siyasetin önü açılmış olacak, bir başka söyleyişle siyasal süreçlerde devletin adamları değil sivil siyasetçiler sivil toplum yer alacaktır.”
Ayrıca önümüzdeki referandumda kimin kaybedeceği çok önemlidir, çünkü kaybedenler kadrosunun Türkiye’nin tarihsel gelişmesiyle ‘çelişki’ içinde bulundukları da açık bir şekilde ortaya çıkacaktır.
KAYBEDENLER NEREDE?
Kimin kaybedeceğini anlamak için bakılması gereken yer ‘devlet’ ve ‘toplum’ arasındaki ilişkiler ve bu ilişkilerde yaşanan çelişki ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan potansiyel değişme eğilimleridir. Bu tartışmayı şu önermeler etrafında ele almak mümkündür.
Bir; Türkiye’de devlet yapılanması topluma karşı bir siyaset anlayışı tarafından şekillendirilmiştir. Devleti siyasal özne olarak tanımlayan bu yaklaşıma göre toplum düzenlenmesi gereken müdahalelerle şekillendirilebilen bir nesnedir, onun kendiliğinden değişme imkânı yoktur. Değişme dışardan müdahalelerle yaratılabilir. Oysa durum tam tersidir; toplum denilen sosyal varlık alanında birçok değişme dinamiği yer almaktadır.