Seçim analizi nasıl yapılır?

Seçim tartışmalarının, birtakım anketçilerin kendilerine göre yaptıkları ölçümlere takılıp kalması, sığ yorumlara hapsolması sonuçların anlaşılmasının...

Seçim tartışmalarının, birtakım anketçilerin kendilerine göre yaptıkları ölçümlere takılıp kalması, sığ yorumlara hapsolması sonuçların anlaşılmasının önündeki engellerden biridir. Medyanın ön plana çıkardığı bu tür meseleyi anlamaktan uzak değerlendirmeleri bir an önce bir tarafa bırakıp, siyasetin parametrelerine, onu belirleyen siyasetin sosyolojisine gitmek gerekir. 

Önce tabloya bakalım: Birinci partinin, katıldığı dördüncü genel seçimin sonucunda AK Parti’nin olması önemli bir veridir. AK Parti bu seçimi de kazanmıştır fakat her seçimden oyunu artırarak çıkarken ilk defa bu seçimde bir öncekine göre ciddi bir oy kaybı yaşaması, üzerinde durulması gereken bir husustur. İkinci önemli sonuç CHP'nin ana muhalefet partisi olarak girdiği bu yarışta, iktidarın oy kaybına rağmen başarısız olması, oy oranında düşüş yaşamasıdır. Seçimin nispi olarak başarılı olan partisi MHP, hem oy oranını, hem milletvekili sayısını artırmıştır. Dördüncü sonuç, HDP'nin barajı aşacak bir oy alması ve bu sonuca büyük şehirlerde aldığı oy oranıyla ulaşmış olmasıdır.

Analizin parametreleri

Türk siyasal kültürünü temel problematiği olan “yerli kültürel taleplerle”, “Batıcı siyasal tercihler” arasındaki farklılaşma bu seçimin de temel belirleyicisi olmuştur. Bu farklılaşmanın somut politik söylemdeki karşılığı “sivil toplumsal gruplar-cemaatler-sınıflar” ve bunların karşısında yer alan “resmi toplumun” içinde yer alan aydınlar-bürokratlar-militer unsurlar, medya çevresinde yer alan gruplar, devletçi kapitalistlerden oluşmaktadır. "Bu ikinci gruba genellikle 'Beyaz Türk' denildiği bilinmektedir fakat bunların önemli bir kısmının bu topraklarda yaşayan, etnisitenin ötesinde bir anlama sahip olan, Türk diye adlandıran her şeye karşı, gönüllü bir biçimde Batı’nın sözcülüğünü yaptıkları için, bu ‘self oryantalist’ tavırlarından dolayı, onların sadece ‘BEYAZLAR’ olarak isimlendirilmesinin daha doğru olacağı söylenebilir." 
Türkiye’de siyasetin davranış kalıbını oluşturan farklılaşmanın yanında diğer önemli bir diğer parametrenin, ideolojik kimlikler olduğunun altını çizmek gerekir. Bu ideolojik kimliklerin belirleyicisi, onların “tarih-din-toplum” ilişkilerine bakış açısıdır. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Veda zamanı 26 Nisan 2021 | 702 Okunma Yarın ayın kaçı? 22 Nisan 2021 | 466 Okunma Sistem değişti de ne oldu! 19 Nisan 2021 | 228 Okunma Reel sektörün dinamizmine uygun para politikası 15 Nisan 2021 | 107 Okunma Karadeniz barışı 12 Nisan 2021 | 134 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar