Teokrasi ve militarizm arasında mı kaldık?
Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz değerli gazeteci-yazar Çetin Altan Türk siyaset ve düşünce hayatında önemli bir yere sahiptir. Parlamentoda bulunduğu dönemde yaşadıklarını ‘Ben Milletvekili...
Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz değerli gazeteci-yazar Çetin Altan Türk siyaset ve düşünce hayatında önemli bir yere sahiptir. Parlamentoda bulunduğu dönemde yaşadıklarını ‘Ben Milletvekili İken’ başlığıyla kaleme alarak, kendi dönemini yansıtan politik tartışmaları parlak üslubuyla ortaya koymuştur. Çetin Altan’ın yazılarında özellikle iki önerme dikkat çeker. “Bunlardan biri; Türk toplumunun temel sorunu olarak cami ve kışla arasında kalmış olması, diğeri ise Türkiye’nin erkek erkeğe kahvelerinden, kadın erkeğe birlikte oturulan kahvelere geçilememiş olması şeklindedir.”
Üstat hayatı içinde bu ikinci meselenin çözüldüğünü gördü. Kadın ve erkeklerin birlikte oturdukları mekânlar sorun olmaktan çıktığı gibi, sayıları hızla arttı. Elbette Çetin Altan’ın meseleyi mekâna indirgediğini söyleyemeyiz, onun kastettiği kadınların toplumsal hayatta daha çok görünürlük kazanması, kadının eksik olduğu ortamlarda erkeğin de eksileceği vurgusudur.
Devletin despotluğu