Yürümek!
Yürümek deyince, akla il gelen rahmetli Demirel’in o ünlü sözüdür. Bu söz üzerinden Türkiye’nin ne kadar ve nasıl değiştiğini hatırlamak da mümkündür. Türklerin bu coğrafyadaki bin...
Yürümek deyince, akla il gelen rahmetli Demirel’in o ünlü sözüdür. Bu söz üzerinden Türkiye’nin ne kadar ve nasıl değiştiğini hatırlamak da mümkündür. Türklerin bu coğrafyadaki bin yıllık tecrübesi tarımsal topluma dairdir ve bu toplumsal formasyonun en ileri ‘insan-toprak-devlet’ dengesini kurmuş İmparatorluk, 19. yüzyılda yükselen endüstriyel çağın dinamiklerini kavrayamayan yönetici sınıfın ‘batılılaşma’ politikalarıyla bilinen sona doğru gitmektedir.
Türkiye’nin neredeyse iki yüz yıl sonra girdiği sanayileşme süreci, yeni sorunların da başlangıcıdır. Bir taraftan sanayileşme, insan-tabiat ilişkilerinin eski denge durumunu bozmaktadır. Kurumsal yapıda ekonominin göreli olarak başat bir etki alanına sahip olduğu bir dönem başlarken, toplumsal yapıda ticaret sermayesinden endüstriyel sermayeye doğru değişim, yeni bir sınıfın ortaya çıktığı gözlenmekte, adeta köylerden şehirlere akan insanlar içinden işçi sınıfının belirm