İnelim artık dünyanın sırtından
'Adamın sırtına oturmuşum, boğarcasına, kendimi taşıtıyorum. Ama hem kendimi hem başkalarını temin ederim ki haline çok üzülüyorum ve yükünü hafifletmek için elimden geleni yapmak istiyorum...
'Adamın sırtına oturmuşum, boğarcasına, kendimi taşıtıyorum. Ama hem kendimi hem başkalarını temin ederim ki haline çok üzülüyorum ve yükünü hafifletmek için elimden geleni yapmak istiyorum, sırtından kalkmak hariç.'Diye yazmış Tolstoy. Bu cümleleri bana doğaya, dünyaya yaptıklarımızı hatırlattı. Sürekli “iklim krizi, sürdürülebilirlik, çevre kirliliği” falan diyoruz. Güya doğaya, havaya, suya, toprağa verdiğimiz zarara üzülüyoruz. Göstermelik “sıfır atık, geri dönüşüm” gibi kelimeler kullanıp dünya için bir şeyler yapıyormuşuz havası veriyoruz kendimize ve etrafımıza. Ama işte bir türlü doğanın sırtından inmiyoruz. İnmeye bile...