İstanbul zirvesi
Cumartesi günü dünyanın tüm haber kanalları İstanbul’a odaklanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya, Almanya ve Fransa liderlerini Suriye’ye çözüm bulmak için İstanbul’da...
Cumartesi günü dünyanın tüm haber kanalları İstanbul’a odaklanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya, Almanya ve Fransa liderlerini Suriye’ye çözüm bulmak için İstanbul’da toplamıştı. Peki ama neden özellikle bu dört ülke bir araya geldi? ABD ve İran neden burada değildi?
İki ilk
Suriye için yürütülen iki ayrı süreç var. Biri, ABD liderliğindeki Cenevre görüşmeleri. Ki Şam rejimi ve Suriyeli muhalifler de buna dahiller. Bir de buna paralel olarak Türkiye-Rusya-İran arasında yürüyen “Astana süreci”. Ankara-Moskova’nın ikili görüşmeleri ise ayrı bir hatta devam ediyor.
En son yapılan İdlib mutabakatı da zaten bu çerçevede.
İstanbul zirvesi ise, Erdoğan’ın insiyatifiyle ortaya çıkan yeni bir oluşum. Tüm bunlara bakınca, Suriye konusunda uluslararası alanda en aktif diplomasi yürüten ülkenin Türkiye olduğu açıkça görülüyor.
Bu zirveyi asıl ilginç kılan ise şu: Erdoğan Rusya ile görüşmelerine Avrupa ülkelerini katarak ilk kez bu iki ayrı hattı birleştirmiş oldu. Avrupa ülkeleri de ilk kez ABD olmadan Suriye masasına oturdu.
Yani iki “ilk” bir arada...
Ortak paydalar
Rusya, Almanya, Fransa ve Türkiye’yi bir araya getiren, diğer kilit aktörleri dışarıda
bırakan birkaç faktör var. 1.si; İdlib ve mülteciler.
İdlib’deki muhalif gruplar, Türkiye-Rusya arasında sağlanan mutabakat sayesinde şimdilik “ateşkese” uyuyorlar. Ama burası her an patlamaya hazır bir bomba. Bu da İdlib’den en az 1 milyon kişinin Türkiye’ye gelmesi, bir kısmının da Avrupa’ya geçme ihtimali demek. Avrupa’da en çok mülteci barındıran ülke olan Almanya’nın lideri Merkel’i ve Macron’u bu masaya taşıyan da işte bu endişe. Türkiye ve Rusya’dan İdlib ateşkesini sürdürme garantisini istiyorlar.
2.si; Rusya artık Suriye’den askeri olarak çekilmek istiyor. Çünkü savaş çok maliyetli. Türkiye de aynı şekilde Fırat Kalkanı-Zeytin Dalı harekâtları sonrası bu bölgelerde TSK varlığı bulunduruyor. Bu yüzden iki ülke de Avrupalı ülkeleri dahil ederek “Suriye’nin yeniden yapılandırılması”nı paylaşmak istiyor.
ABD’deki Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Başkanı Joshua Landis’e göre, Türkiye’nin Avrupa’yı katmak istemesi için bir sebep daha var. “Erdoğan aynı zamanda Rusya’yı Fransa ve Almanya ile dengelemek istiyor. Özellikle de Rusya’nın Esad’la birlikte İdlib’e saldırma ihtimaline karşı” diyor.
ABD dışarıda mı?
ABD’nin bu zirvede olmamasının asıl sebebi ise, YPG konusunda yaşadığımız anlaşmazlık. Başkan Trump zaten yine bu anlaşmazlık nedeniyle Suriye için yedi ülkeyi (İngiltere, Fransa, Almanya, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün) “Küçük Grup” (Small Group) adı altında bir araya getirip Türkiye’yi dışarıda bırakmıştı.
Bununla birlikte, İstanbul zirvesinden bir gün önce Trump’ın Macron’la telefonda konuşması ve Fransa’nın “Trump Macron’dan ABD ve Fransa’nın Suriye’deki ortak duruşunu masaya taşımasını istedi” açıklaması, son derece dikkate değer. ABD “Bedenim burada olsa da ruhum orada” diyerek oyun dışında olmadığını gösteriyor.
Tahran’ın masada olmaması ise, Trump’ın İran karşıtı politikasından kaynaklı. Fransa ve Almanya Trump’ın İran siyasetine katılmayarak, ABD Başkanı’nı zaten karşılarına almış durumda. Şimdi bir de bu masaya Tahran’la otursalar, kendilerini iyice sıkıntıya sokacaklarının elbette farkındalar.
***
Kıssadan hisse: Kartlar tekrar tekrar yeniden karılıyor. Uzun vadede ne olacağını da işte bu kısa vadeli taktikler belirliyor. O yüzden, zirve deyip geçmemeli.