Katil imzasını da attı
10 yıllık cezaevi sürecinin ardından Antalya’da ailemin yanında hayata tutunmaya çalışırken bir yandan da 28 Şubat dönemi yapılan haksızlıklara karşı bir şeyler yapmaya çalışıyordum.
Baktım Antalya’dan bu mücadeleyi yürütemeyeceğim evdekilere “Ben İstanbul’a gidiyorum” dedim.
İstanbul’a ayak basar basmaz gazetecileri, Sivil Toplum Kuruluşlarını ziyaret edip hem kendi dosyamdan hem de o dönem mahpus olan arkadaşlarımın mağduriyetlerinden bahsetmeye başladım. Sağolsunlar alâka gösterdiler, derdime ses oldular, ortak oldular. Yalnız bana sürekli söylenen şuydu: “Rövanşist olma” diyorlardı.
Açıkçası bana “Rövanşist olma” demelerine bir anlam veremiyordum. İstesem bile “Rövanşist” olamazdım çünkü elimde bir güç yoktu. Sadece ve sadece haklılığımdan neşet eden bir gücüm vardı ve onu da 28 Şubat döneminde hakkı yenenlerin hesabını sormak için kullanmayı düşünüyordum.