Yaşama kasteden hiçbir hakkı savunuyor olamaz
Son günlerde yaşanan provokatif hadiseler (Dink ailesine tehdit gibi) veya yalanlar üzerine kurgulanan tahrikler (Barış Çakan olayı gibi) birilerinin pusuda beklediğini, puslu hava özlemi içinde olduğunu gözler önüne seriyor.
Birileri provokasyon ve tahrik zemini üretmeye, toplumsal fay hareketlerini harekete geçirmeye, sinir uçlarını kaşımaya çalışıyor ama devlet fırsat vermiyor.
Eskiden beri Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Müslim-Gayrimüslim karşıtlıkları üretmek isteyenlerin çeşitli şekillerde kışkırtıcılık yaptığını biliyoruz.
Ayrımcılık yapıldığını iddia edenler, kullandıkları ayrılıkçı ve ayrıştırıcı söylemlerle büyük bir ayrımcılık yapıyorlar.
Barış Çakan adlı gencimizin canice öldürülmesi olayından sonra meseleyi kışkırtmaya çalışanların nasıl bir ayrımcı dil ürettiklerini gördük.
Masum bir insanın hayatını kaybetmesi herkesi üzüntüye boğması gereken bir hadiseyken meseleyi siyasi istismar zeminine çekmeye çalışmak büyük bir sorumsuzluk o