Adalet mülkün temeli midir yoksa ‘ayak bağı’ mıdır...
UZMAN hukukçu okurumuz diyor ki: Bir mahkemenin verdiği karar; yanlış, menfaat karşılığı veya siyasi baskı neticesi bile olsa, hukuken geçerlidir. Ancak bir üst merciye itiraz edilebilir.O makam, kararı doğru bulursa...
UZMAN hukukçu okurumuz diyor ki: Bir mahkemenin verdiği karar; yanlış, menfaat karşılığı veya siyasi baskı neticesi bile olsa, hukuken geçerlidir.
Ancak bir üst merciye itiraz edilebilir.
O makam, kararı doğru bulursa onaylar, yanlış bulursa bozar. Bozduğu andan itibaren dosya iade edilir.
Ancak, 'kişi hürriyeti' ile ilgili bir durum söz konusu ise, derhal tatbik edilir.
Alt mahkemenin bu kararı açık bir şekilde, yukarıda belirttiğimiz gibi hukuk dışı alması durumunda bile, karar üst mahkeme tarafından bozuluncaya kadar geçerlidir. Unutulmaması gerekir ki, karar hangi sebeple alınmış olursa olsun, hukuka uygun da olabilir. Bu kararın hukuka uygun olup olmadığına, ancak üst mahkeme karar verebilir.
Eğer bir hukuksuzluk görüyorsa, hâkimin cezalandırılması için harekete geçer. Ama bu, kararın geçerliliğine tesir etmez.
Ayrıca, bir kararın 'yok hükmünde' addedilebilmesi için, davanın yargı dışında karar bağlanması gerekir.
Mevzu bundan ibarettir."
YARGIDA BAŞKANLIK SİSTEMİ
"YARGININ hiçbir dönem bağımsız olmadığı ülkemizde hukukun temel ilkeleri ortadan kalkmış, yargı, kurumsal düzeyde başkanlık hayali gören Tayyip Erdoğan'a bağlanmıştır" açıklamasını yapan 'Adalet İçin Hukukçular' örgütü, AKP-Cemaat koalisyonun iç hesaplaşmalarını yargı üzerinden gerçekleştirmeye çalıştıklarına dikkat çekti ve şöyle dedi:
"Bugün yargı, AKP'nin ve Tayyip Erdoğan'ın suçlarını örtmek için çırpınmakta, çırpındıkça batmaktadır. Tüm kamuoyuna belirtmek isteriz ki, AKP ve onun kurucusu Cumhurbaşkanı'nın suç dosyası hayli kabarmıştır. Ülke ve yargı kaybettiği nefesi geri alacaktır. AKP bugünlerden daha fazla kaçamayacaktır.
Buna izin vermeyeceğiz."