AKP, 2010 referandumuyla Anayasa Mahkemesi’nin elini kolunu bağladı
HUKUKÇU bir hocamız Anayasa değişiklik paketi referandum fikrinin “ne zaman atıldığını biliyor musunuz” diye sordu ve anlattıklarını not olarak göndermesini rica ettik. Özetle şöyle diyor: “2010...
HUKUKÇU bir hocamız Anayasa değişiklik paketi referandum fikrinin “ne zaman atıldığını biliyor musunuz” diye sordu ve anlattıklarını not olarak göndermesini rica ettik. Özetle şöyle diyor:
“2010 referandumuyla tasfiye edilen “Anayasa Mahkemesi ve Demokratik düzen”den, 2017 referandumuyla ‘başkanlık sistemi’ sürecine geçildi.
2010’dan 2017’ye kadar ki süreçte Anayasa Mahkemesi’nin eli kolu bağlı olduğundan, ne bir görüş ne de bir yorum dahi duyulmamıştır.
Böylelikle, 2010’da Anayasa Mahkemesi’ne (tarafsız yargı) ve demokratik düzene son verilmiş, 2017’de başkanlık sistemine geçiş sürecinde, balkon konuşmasına ‘aile mensupları’ dışında (ne Başbakan, ne bakan, ne de milletvekilleri) kimsenin dahil edilmemiş olması bile, geçilen sistemin gerçekte ne olduğu hakkında bir fikir veriyor.
Hâlâ örnek gerekirse: “Her istediğini yapabilmesinin önü açılmıştır.”
Atı alan Üsküdar’ı geçti.
GÜNÜN SÖZÜ
“Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla yorulmaz.” Nâzım HİKMET
HOŞGÖRÜYLE... SABIRLA...
1957 genel seçimlerinde devrin başbakanı Adnan Menderes “Allah bana bir daha böyle bir gece yaşatmasın” demişti. 1954 seçimlerinde sadece 31 milletvekili olan CHP milletvekili sayısını 178’e çıkarınca Demokrat Parti, seçimde yaptıkları da göz önüne alınınca (hile hurda) çok zor duruma düşmüştü.
Herkes Demokrat Parti’den hoşgörü, yumuşama beklerken bunun tam tersi meydana gelmiş, üstüne üstlük Demokrat Parti ve CHP’lilerin camileri bile ayrışmıştı.
“Odunu koysam seçilir”, “Ben bu orduyu yedek subaylarla idare ederim”, “Bu kara cüppeliler de kim oluyor (üniversite hocaları)” akla ziyan ifadelerle gerginliği daha da artırmıştı.