Atatürk’e dönme hareketleri
SEVİNEREK yazıyoruz ki, her kesimde Atatürk çok önemsenir hale geldi. İsterseniz önce Suriye konusundan başlayalım. İktidar hayali söylemlere son verdi. Döndük yüzümüzü “Yurtta sulh, cihanda sulh”e!...
SEVİNEREK yazıyoruz ki, her kesimde Atatürk çok önemsenir hale geldi.
İsterseniz önce Suriye konusundan başlayalım. İktidar hayali söylemlere son verdi. Döndük yüzümüzü “Yurtta sulh, cihanda sulh”e! Yine iktidarın camide, mahkemede, kışlada siyasete son sloganı Atatürk’ün lafıyla birebir örtüşüyor.
Fetullahçı gruba “Başları secdeye değiyor diye inanmıştık. Ne kadar yanıldığımızı gördük” açıklamaları yine Atatürk’e döndürdü yüzleri. Ne diyordu Atatürk; “Türkiye şeyhler, şıhlar, cemaatler ülkesi olamaz!” Atatürkçülük zaman içerisinde bir ivme daha kazandı...
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
Görüldü ki; yargıya, üniversiteye, camiye, askere yerleşsen de sonucun hüsran!
Bütün bunlardan çıkan sonuç şu; demek ki dinle, dini ilişkilerle hiçbir yere hâkim olamıyorsun. Peki çıkış ne? Önce Atatürk ve fikirleri, sonra yine Atatürk ve fikirleri... Diğer bütün yan yollar çıkmaz sokağa varıyor. Abuk sabuk hareketlerde bulunanlar da dönüp dolaşıp Atatürk’e tosluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kaç yıl sonra ‘Aziz Atatürk’ dedi...
O kadar sevinçliyiz ki...
Ama... Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç “Size bir müjdem var” diye aradı: ““Down sendromlu çocuklar artık memur olabiliyor. Bizim kafemizde down sendromlu çocuklar çalışıyor; bunlardan üç genç, memurluk sınavına girip memur oldu” dedi. (Bunu daha sonra yazacağız...)
Bir sitemini de iletti:
“Dün (pazartesi) bir cenaze için İstanbul’daydım, Taksim Meydanı’nda bir tek Atatürk resmi yoktu, çok ağırıma gitti...” dedi. Haydi İBB bu görevi yerine getirmemiş, Beyoğlu Belediyesi ilgilenmiyor... Peki CHP, MHP, VP nerede?
O sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anıtkabir defterini imzalarken ‘Aziz Atatürk’ diye yazdığını söyledik.
Ataç dedi ki... “Benim uzun zamandan beri Atatürk düşmanlığına karşı söylediğim bir şey var: