Bana mı sordun?
AHMET Hakan dünkü yazısının 'Bana mı sordun?' başlıklı bölümünde Türkiye'de yakın gelecekte kimin günah keçisi gösterileceğine işaret ediyor. Bu kişinin güya ismini vermiyor ancak işaret...
AHMET Hakan dünkü yazısının 'Bana mı sordun?' başlıklı bölümünde Türkiye'de yakın gelecekte kimin günah keçisi gösterileceğine işaret ediyor.
Bu kişinin güya ismini vermiyor ancak işaret ediyor. Cumhurbaşkanı’nın İHH’ye çıkışından ve son zamanlardaki dış politika dönüşlerinden anlıyoruz ki burada da bir “Safmışız, kandırılmışız” durumu var ve suçlu belli. Bu değişiklik, bu 180 derece dönüş, İsrail ile barışma, Rusya ile durumu düzeltmeye çalışma falan, “Bunlar neye işaret?” Sorusunu akla getiriyor tabii ki. Hani ‘üst akıl falan diyorlar ya burada; işte o üst akıl devreye giriyor herhalde. Bu durum bana ‘Hayvan terli’ deyimini hatırlattı. Osmanlı döneminde yeniçerilerin sefer dönüşlerinde ücretlerden duydukları memnuniyetsizliklerini ifade anlamında, atlarını durdurduklarında “Hayvan terli” dediklerini ve bunun argoda “Yemezler, beni kandıramazsın” türü bir anlam ifade ettiğini biliyoruz.
Rahmetli Cem Karaca ölümünden bir süre önce sözleri Mehmet Eryılmaz’a ait ‘Hayvan Terli’ isimli şarkıyı galiba ‘Anadolu Rock’ olarak yorumladı; sözleri “Hayvan terli, terli terli/Terli hayvan yemi yer mi, ı, ıh, ı-ıh/Üzülenler bu düzende hep de aynı, hep de aynı...” diye başlayan bu parçayı internetten bulabilirler.
Buradan ülkenin bugünkü durumuna gelirsek eğer, İsrail ve Rusya krizlerini bir yola koyduğumuz zannediliyor, sıra Mısır ve Suriye Esad/Esed krizlerinde.
İngilizlerin, ‘Lord Palmerston’ olarak bilinen, asıl adı Henry John Temple, 3. Viscount Palmerston, (1784 – 1865) olan başbakanı, politikasını sonraları çok meşhur olan bir cümleyle şöyle özetlemiştir:
“İngiltere’nin ebedi dost ve düşmanları yoktur, değişmez çıkarları vardır.”