Beşiktaş’a nasıl biri aday olmalı?
“BEN mimar Erhan İşözen. Bilgi ve liyakatle belediye başkan adaylarını değerlendireceğinizi düşündüğüm için bir aydın genel başkan yardımcısı olarak size (Oğuz Kaan Salıcı)...
“BEN mimar Erhan İşözen. Bilgi ve liyakatle belediye başkan adaylarını değerlendireceğinizi düşündüğüm için bir aydın genel başkan yardımcısı olarak size (Oğuz Kaan Salıcı) yazmayı uygun buldum. Ankara’ya gidip kendimi tanıtıp anlatmam çok zor. Ayrıca insan kendini anlatamaz.
Beşiktaş’a belediye başkan aday adayı oldum; insanın idrak ve algısı gelişince buna cesaret edebiliyor. Oysa daha önce parti bilim kurulu üyesi olduğumda Deniz Baykal, Mustafa Özyürek vasıtasıyla Beşiktaş’tan aday olmam için dilekçemi istemişti. Sanatçı, mimar, akademisyen yanımın bunu yapmama engel olması dolayısıyla teşekkür ederek böyle bir girişimde bulunmadım. Aradan yıllar geçti, büyüdük belki de... Sevdam da kavgam da hep memleketim oldu. Ne kadar yurtdışında proje yapma, oralarda yaşama, mesleğimi icra etme şansım olsa da yıllardır yaşadığım, projeler yaptığım, kitaplar yazdığım Beşiktaş’ın bir örnek ilçe olması için; sosyal demokrat bir kent parçasını, ‘evrensel bir kimlik nasıl olmalı’yı göstermek istediğim için aday oldum. Bir de kitap hazırladım. Yayınlanan eserler: ‘Beşiktaş’a neler yapmıştık?’. 1989 yılında Ayfer Atay dönemindeki Cumhuriyet’in ilk yaya alanları Ortaköy Meydanı, Beşiktaş Çarşısı, Afife Jale Tiyatrosu, Levent Meydanı, Anıtlar-Şairler Sofası... Bu projeleri ben yaptım. Ayfer Bey bu projeleri de fikirleri de bir devlet adamı zarafetiyle onayladı ve uyguladı. Mimarlık mecmualarında yayınlananlardan oluşan 120 sayfalık bir kitap hazırlayıp aday başvurumu da sizlere iletirler düşüncesiyle CHP ilçeye teslim ettim. Doğan Kuban’dan, Turhan Selçuk’tan Hasan Pulur’a, birçok ismin bana yazdıklarıyla, projelerle birlikte nasıl bir vizyon çizmek istediğimi anlatan bu kitabı Sayın Kılıçdaroğlu’na da göndermeyi arzu ediyorum.
‘ADAY OL, SONRA ELEŞTİRME’
Mimarlık büromuzda, mimarlık-şehircilik akademimizde dostların ‘Haydi hocam aday ol, sonra eleştirme’ sözleri karşısında elimi taşın altına koymak istedim.
Beşiktaş’a ‘belediye başkanı’ olmak gerçekten çok güzel, onur verici bir görev...
Ancak hak etme kriterleri biraz ağır olmalı gibi geliyor bana... Genel Başkan’ın istediği gibi liyakate uygun, bilgili, kültürlü olmalı. Beşiktaş turizmine katkıda bulunacak şöyle bir-iki yabancı dilde konuşabilse... Ekonomik sorunlarını da aşmış olmalı... Bir mimarla mimar gibi, bir müzisyenle müzisyen gibi, bir vatandaşla insan gibi kendi dilinden konuşabilmeli. Hemşerisine dur diyebilmeli, danışmanına ders verebilmeli...
Okumuş olmalı, bilgili olmalı. Abbasağa’nın nerede; Naccarzade Türbesi’nin, Valide Çeşme’nin, Cihannuma Kilisesi’nin, Beşiktaş’ın anıtlarının, sokaklarının nerede olduğunu bilmeli... Fikret Mualla’nın, Bedri Rahmi’nin kim olduğunu bilmeli ki sergi salonlarını nitelikli ressamlara, sanatçılara tahsis edebilmeli... Konuşmasında Beşiktaş’ın şairlerinden, Behçet Necatigil’den, Cahit Sıtkı Tarancı’dan, Özdemir Asaf’tan söz edebilmeli, alıntılar katabilmeli...”