'CHP'den özür dilenmelidir'
TRT TÜRK televizyonunun 4 Ocak 2016 tarihinde saat 22.30-23.00 arasında yayınlanan, sunuculuğunu Alper Üstündağ'ın yaptığı, konuk olarak Yavuz Bahadıroğlu'nun katıldığı 'Nasıl Oldu, Ne Oldu' isimli programda...
TRT TÜRK televizyonunun 4 Ocak 2016 tarihinde saat 22.30-23.00 arasında yayınlanan, sunuculuğunu Alper Üstündağ'ın yaptığı, konuk olarak Yavuz Bahadıroğlu'nun katıldığı 'Nasıl Oldu, Ne Oldu' isimli programda DP'nin övülmesi, CHP ve Cumhuriyet rejiminin ağır şekilde eleştirilmesi vatandaşların büyük tepkisine neden oldu.
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Başbakan Davutoğlu’na bir soru önergesi yönelterek, TRT’nin bu yayınlarına karşı nasıl bir önlem alınacağını sorarken, CHP’den özür dilenmesini istedi.
Gök, pazartesi günü de TRT Genel Müdürü Şenol Göka’yı ziyaret ederek tepkilerini ileteceklerini söyledi.
CHP Ankara Milletvekili ve Grup Başkanvekili Levent Gök, ilgili yayının çözümünü dinlediklerini belirten açıklamasında “Cumhuriyet bir çerçevedir, içine ne koyduysanız onun rengini alır. Saddam’ın rejimi de cumhuriyetti, Rusya’nın, Çin’in de cumhuriyetti” denmesini kınadı. Almanya’dan Dursun Atılgan’ın uyarısına teşekkür eden Gök, programın sonunda 1950 yılı seçim sonuçlarının grafiğini gösteren bir harita ekrana getirilerek “Buradaki kırmızı yerler CHP... 1 Kasım‘dan farkı yok. Dün bugündür bunu hatırlatalım” denilerek AKP propagandasına yer verildiğini söyledi ve Başbakan’a şu soruları yöneltti:
1- Halkın vergileriyle kurulan ve yaşatılan TRT televizyonunda böyle bir programın yer almasını uygun buluyor musunuz? Uygun bulmuyorsanız program TRT genel müdürü, yapım ve yöneticileriyle bu programı yayınlayan yetkililer hakkında ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz? TRT’nin çeşitli kanallarında gittikçe çoğalan bu tür programlar ve sözlerden dolayı herhangi bir önlem almayı düşünüyor musunuz? Bu programda geçen incitici ve yaralayıcı sözlerden dolayı TRT ekranlarında, Cumhuriyet’i kuranlardan ve CHP’den özür dilenmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?
Günün sözü
-“Her şeyden önce insan olmaktan utandım. Sonra da bu yapılanların tersini anlattığım öğrencilerimden, en acısı ve korkuncu da hukukçu olmaktan utandım. İlk kez ülkemdeki adalet, yargı anlayışından tiksinti duydum.”
(Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr.
Sami Selçuk)
Davutoğlu hükümetine bir aferin
CUMHURİYET kurulduğundan beri taşıdığı akademik unvana layık herhangi bir iş yapan bir politikacı olarak sadece Fuat Köprülü’yü bilirim.
Şimdi Sayın Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Bey de hükümetine böyle bir iş yaptırttı.
Üniversitede çalışan öğretim üyelerine performans desteği vermeye karar verdi.
Bu gerçekten alkışlanacak bir durumdur ve aferini hak etmektedir.
Kanunun tek yanlışı, bu ek ücreti rütbeye göre tanzim etmesidir.
Halbuki aynı derecede bilimsel faaliyet gösteren bir yardımcı doçentin veya doçentin bir profesörden daha az destek alması için hiçbir neden yoktur.
Bilakis onlara daha çok destek verilmelidir.
Desteğin yukarı sınırının olması sanırım devletimizin ödeme gücünün bir sonucudur. Hep birlikte bu gücü arttırabilirsek, o sınır da kuşkusuz yükselecektir. Dolayısıyla Ahmet Davutoğlu ve arkadaşlarına gerçekten gönülden bir aferin.
A.M. Celal ŞENGÖR