Devlet, iktidar, sorumluluk
CUMHURBAŞKANI son TV söyleşisinde paralel olarak tanımladıkları malum yapı ile ilgili itiraf mahiyetindeki değerlendirmelerini sürdürerek; "Şahıs olarak onlar da beni çok iyi tanıyor ama, ben de onları çok iyi...
CUMHURBAŞKANI son TV söyleşisinde paralel olarak tanımladıkları malum yapı ile ilgili itiraf mahiyetindeki değerlendirmelerini sürdürerek; "Şahıs olarak onlar da beni çok iyi tanıyor ama, ben de onları çok iyi tanıyorum.
Onlar bana ihanet etti, ben onlara ihanet etmiyorum. Sadece milletin hakkını onlardan geri alma mücadelesi veriyorum” dedi. Bu sözler, meselenin giderek daha ‘hayati’ boyutlar kazandığını ortaya koyuyor.
Milletin hakkını hukukunu korumak, en uzun süreli başbakanlıktan seçilmiş cumhurbaşkanlığına gelmiş ve 2023’e kadar aynı veya kuvvetlendirilmiş yetkilerle, iktidar konumunda olmayı planlayan birisi bakımından birinci derecede görev alanına giriyor.
Sorun iktidar ve sorumluluk konusunda düğümleniyor. İktidar partisi ve malum yapı arasındaki muhabbet biliniyor, iktidar kavgası bu kadim dostluğu, şedit bir husumete çevirmiş gibi görünse de, Cumhurbaşkanı, ihanete ihanetle karşılık vermeme tavrında...
Uzun sayılacak bir iktidar diliminde, en ziyade müsaadeye mazhar yapı olarak, kamu erklerinin kullanımında kayırılanlar ile aralarının açılmasının, kapanmasının dışında, öncelikle, milletin hakları ve devletin uğradığı çürüme, bozulma konularının şeffaflaşması gerekiyor.