'Dolar darbesi'nde MB'nin desteği ne kadar doğrudur
SON zamanlarda Cumhuriyet tarihi boyunca görmediğimiz, duymadığımız şeylere şahit oluyoruz.Ülkemiz ilk defa ekonomik krize girmiyor! Ama bizi yönetenler böyle bir ‘krizin’ varlığını kabul edip uygun önlem...
SON zamanlarda Cumhuriyet tarihi boyunca görmediğimiz, duymadığımız şeylere şahit oluyoruz.
Ülkemiz ilk defa ekonomik krize girmiyor! Ama bizi yönetenler böyle bir ‘krizin’ varlığını kabul edip uygun önlem alacağına bunu da siyaset malzemesi yapıyor!
Hatta daha da ileri giderek ‘dış güçlerin ülkemizde dolar üzerinden giriştiği’ yeni bir darbe teşebbüsü olduğunu söylüyor!
Buna uygun olarak da ‘dolarını boz’ kampanyaları yapıyor! Tamam. Bunlar siyasi planda olabilecek şeyler diyelim.
Ama ilk defa bir ülkenin Merkez Bankası ve onun başkanı asıl işi olan kur istikrarı ve enflasyonla mücadele görevi yokmuş gibi adeta halkın sattığı dolarlara muhtaç olduğunu ilan edip ‘Kampanyayı destekliyoruz’ diyor... Bu nasıl bir merkez bankasıdır ki bu laf ile ‘aczini’ ilan ettiğinin farkına bile varmıyor! Vatandaşın sattığı-satacağı üç-beş dolara kaldıysan senin işin ne orada?
Öte yandan hükümetimiz ‘ekonomik önlemler paketi’ hazırlıyor!
Ama bunu duyurmak yerine bir hafta sonra açıklayacağız diyor! Dünyanın neresinde görülmüş önemli ekonomik paketler hemen açıklanmak yerine bir hafta sonraya ertelensin?
Peki bu önlemleri bilen, duyan insanlar buna göre pozisyon alırsa, ekonomik kazanç sağlarsa, spekülasyon yaparsa kim verecek bunun hesabını?
Bu kararların dışarıya sızmadığına ya da sızmayacağına kim inanır? Çok kötü günlerden geçiyoruz, çoook!
'TÜRK TİPİ BAŞKANLIK' BİR MEYDAN OKUMADIR
ANAYASA değişiklik teklifini anayasa tekniği bakımından değerlendirmek beyhude bir çaba olur... Örneği olmayan, melez, eklektik -çeşitli, ilgili ilgisiz başlıkların bir arada harman edilmesi- ile ortaya çıkan, toplumsal uzlaşmaya değil, iki partinin siyasi kaygılarına dayalı bir düzenleme.
Türk tipi başkanlık, tanımlaması ile görüntüdeki tuhaflık kamufle edilmeye çalışılıyor.
Osmanlı geleneğinde ‘Alla turca’ özgün bir tarz sahibi olmayı tarif eder, tuhaf olmayı değil.
‘Türk gibi kuvvetli’ yakıştırması, üstünlük belirler.
Lafta da kalsa, ‘Kopenhag Kriterleri yerine Ankara Kriterleri ile yola devam”da, demokratik değerler standardı bakımından, ileriye doğru bir meydan okuma sayılır.
Başkanlık tasarısında, bunların hiçbiri yok, sadece sandık sonuçlarından bir ‘meşruiyet üretme’ sigortasına güveniliyor.
Aksi vukuunda, -Meclis oylamasında veya halkoylamasında gerekli sayısal destek sağlanamaması- ‘Yandı gülüm keten helva’. ‘B planı’ zorunlu olarak bir erken genel seçim ki, iç ve dış şartlar bakımından, ağır bir stres testine girilmesi demek...