Gecekondular, gündüzkondular
CUMHURİYET’ten itibaren İstanbul korunmuş, yeni eserlerle bezenmiş ve zarafet içinde varlığını sürdürmüştür. Amerikan Marshall yardımı ile tetiklendiği ifade dilen gecekondular 1960’larda...
CUMHURİYET’ten itibaren İstanbul korunmuş, yeni eserlerle bezenmiş ve zarafet içinde varlığını sürdürmüştür.
Amerikan Marshall yardımı ile tetiklendiği ifade dilen gecekondular 1960’larda İstanbul çeperlerini işgal etmeye başlamıştır. Yardımla gelen tarım ve yol makinelerinin tarlada 4 işçiden 3’ünü işsiz bıraktığı, yol makineleri ile yolların ihya edilmesiyle de İstanbul’a kırsaldan göçün hızlandığı bir ölçüde doğrudur. Yönetimler oy kaygısıyla sessiz kalmış, fabrikatör fabrikasının hemen yanında illegal konuşlanan işgücünden memnun olmuştur. İstanbul’un yüzde 70’i kaçak yapılaşma noktasına gelmiş ve alarm çanları çalmaya başlamıştır.
İstanbul’a ölümcül darbe ise son yerel ve merkezi yönetimlerin rantsal betonlaşmaya ve gökdelenlere yol vermesi ve her boş alan ve kıyılara ayrıcalıklı imar hakkı tahsis etmesiyle gelmiş, son akciğerler kuzey ormanlarına girilmesiyle de gidişat ihanete dönüşmüştür. 3. Köprü ve 3. Havalimanı gibi güzel projeler yanlış yer seçimleri nedeniyle ekolojik dengeye zarar vermektedir. Kanal İstanbul iddialı bir projedir, ancak İstanbul için akıllara zarar bir girişimdir. Ege kıyılarındaki turistik beldelerimizde de durum aynıdır. Şimdi ise mavi yolculuk koylarına göz dikilmiştir.
Cumhurbaşkanı ‘İstanbul’a ihanet ettik’ derken haklıdır. Suudiler İslam’ın diğer emaneti Mekke’de Osmanlı kalesi Ecyad’ı zengin hacılara rezidanslar yapmak için yıkarken horozlanan bizler, Müslümanlığın odağı muhteşem İstanbul’u tahrip ediyoruz. Acı olan şudur ki İslam’ın ve insanlığın kutsal emaneti olarak titizlikle muhafaza etmemiz gereken İstanbul’a ihaneti muhafazakâr ve İslam’a bağlı kadrolar yapmıştır ve yapmaya devam etmektedirler.
İslam âleminin medar-ı iftiharı, tarih ve doğayla bezenmiş İstanbul artık kimliğini yitirmekte, özelliğini ka...