Kılıçdaroğlu koltuğu koruyabilecek mi?
Hürriyet yazarı Yalçın Bayer bu hafta 'Kılıçdaroğlu koltuğu koruyabilecek mi?' başlıklı yazısını kaleme aldı.
Kemal Kılıçdaroğlu’na önce sağlık, sıhhat dilemek gerekiyor; kolay değil durumu, zor!
Kendisini uzun süredir izliyoruz, eski parti görevlileriyle yenileriyle konuşuyoruz. Gelecek olanlarla da. Hepsi CHP’yi ayağa kaldırmak istiyor. Biz de bu notlarla bir değerlendirme yapmak istiyoruz. Kendileri ders alsın diye. Senteze şöyle başlamak istiyoruz:
‘Tek adam’ olarak kendini cumhurbaşkanı adayı ilan etmek için, kendine göre iyi bir plan-proje ile, önce parti kurullarını baskıladı, peşine kattı; sonra kazanabilir CHP’li Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adaylıklarını engelledi. Sonrada kendince sağ, İslamcı, tutucu kesimlerin oyunu, desteğini alabilmek için laikliği, Cumhuriyet kazanımlarını savunmama, helalleşme, sağcılaşma politikalarını genişleterek sürdürdü. İttifakın küçük partilerine adaylığını desteklemeleri için, onların taleplerinden çok sayıda (39) milletvekilliğini ‘ulufe’ diye verdi. Tek adam olarak CHP milletvekillerini belirledi. Parti yetkili kurullarını dışlayarak, yakın yardımcısı iki can ve açık, bilinen-bilinmeyen gizli danışmanları ile tüzüğe ve programa aykırı şekilde seçim stratejisini, tanıtım programlarını ve (tabii katrilyon liralar ödedikleri) reklam-tanıtım şirketlerini belirlediler. ‘Böyle kazanacağız’ söylemi ve umudu ile bu politikaları uyguladılar, uygulattırdılar. Olmadı!
HEM KENDİ HEM ÜLKE KAYBETTİ
1) Esasen, kendini cumhurbaşkanı adayı ilan etmekle baştan yanlış yapmıştı, yalnız kendi kaybetmedi, CHP’ye de ülkeye de kaybettirdi!
2) Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs seçimlerini kaybettiği gece “Ben buradayım, mücadeleye devam” diyerek aslında koltuğunu bırakmayacağını ilan etmişti.
YALAN SÖYLEYEN KİM?
3) Kılıçdaroğlu, seçim gecesinden tam 12 gün sonra Sözcü TV’de göründü, Uğur Dündar ve İsmail Saymaz’ın soruları üzerine; “Seçimlerde başarısız değiliz; seçimlerde hiç hata yapmadım, bir pişmanlığım da yoktur; seçmen listelerinde sığınmacılar ve sandık güvenliği konularında kayda değer bir hata yoktur; milletvekili listelerine hiç karışmadım; ‘Seçimlerin Değerlendirme Raporu’nu önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşacağız; ilk kurultayımızda her yerde (Önümüzdeki yerel seçimler dahil) ön seçim olacak şekilde muhteşem bir tüzük yapacağız” dediler, ama tüzük değişikliğini ötelediler! Daha sonraki süreçte ortaya çıkan Zafer Partisi’yle imzalanmış ‘gizli protokol’ ile ‘radikal İslamcı bir kadın danışmanı’ olduğu konularında, “Öyle bir protokol yoktur ve öyle bir danışman da atamadım” yanıtlarını verdiler.