Rusya krizi mi? Enerji savaşı mı?
ENERJİ, en temel insan hakkı olan sağlıklı yaşam için en önemli kaynaklardan biridir. Dünya genelindeki ekonomik büyüme ve daha konforlu yaşam istemi ile birlikte, üretimin en temel girdisi olan enerji kaynaklarına olan talep...
ENERJİ, en temel insan hakkı olan sağlıklı yaşam için en önemli kaynaklardan biridir.
Dünya genelindeki ekonomik büyüme ve daha konforlu yaşam istemi ile birlikte, üretimin en temel girdisi olan enerji kaynaklarına olan talep büyük bir ivme ile artmaktadır. Bugün kullandığımız enerjinin büyük bir çoğunluğu petrol, kömür, doğalgaz, bitümlü şist gibi fosil yakıtlardan elde edilmektedir. Günümüzde gelişme ve güçlenmede de en stratejik unsur konumunda olan birincil enerji kaynaklarının sınırlılığı, enerji savaşlarının da esas nedenidir. Enerjinin daha verimli ve tasarruflu kullanılması, bu yakıtların sınırlı rezervlerinin korunması anlamını taşımaktadır. Dünya enerji tüketimi; nüfus artışına, daha konforlu yaşam talebine bağlı sanayileşmeye ve teknolojik gelişmelere paralel olarak, baş döndürücü bir hızla artmaktadır. 21. yüzyıla girerken adeta enerji soğuran bir dünya toplumu portresi ortaya çıkmaktadır.
NEDEN ŞANSLIYIZ
Dünya fosil enerji rezervlerinin % 70’inin Avrasya’da, bunun büyük bölümünün de Ortadoğu’da olduğu dikkate alındığında, bu bölgedeki bitmez tükenmez krizlerin, kaosların, mezhep ve etnik savaşların asıl nedeninin enerji savaşları olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Mevcut enerji kaynaklarının ömürlerinin çok kısa olduğu dikkate alındığında, yeni enerji kaynakları teknik ve ekonomik yapılabilirlik ölçüleri içinde devreye girinceye kadar (esasen çok uluslu şirketlerce bulunmuş ve en uygun zamanda devreye sokulmak üzere beklemededir) disiplinli bir biçimde ancak adil bir yaklaşımla tüketilmeleri gerekmektedir.