Trakya’nın en büyük şehri
Çorlu bir sanayi başkenti.
Muratlı, Lüleburgaz, Ergene, Çerkezköy, Saray, Kapaklı ve Marmaraereğlisi ile çevrili bir sanayileşme öbeğinin merkezinde yer alıyor. Trakya ekonomisinin katma değer olarak en yüksek işletmeleri bu öbekte toplanmış durumda. Bu kadar büyük ekonomi, işgücü, hareket, ticaret, hızlı yapılaşma ve hareketliliğin bedellerinden en büyüğü ise kirlilik!
- Katısı, sıvısı, gazı her türlü atığın, her türlü kaynaktan kontrolsüzce bırakıldığı topraklar, su kaynakları ve hava yoluyla yayılan zehir her yerini kuşatmış durumda. Sanayisi ile, şehirleri ile, yoğunluğu ile bu büyük cüssenin varlığı Trakya’nın tam ortasına siyah bir imza atmış. Ergene Nehri... Kaynağında pırıl pırıl akan sularını ana kollara ilerledikçe kirleterek, grileştirerek sonunda simsiyah bir sıvıya dönüştürerek akan bir nehir.
NEHİR DEĞİL ZEHİR!
Aslında 4’üncü sınıf sıvı olarak tarif edilen, ciddi tehlikeler barındıran bir atık kanalı. Bu atık kanalı var olduğundan beri içinden geçtiği topraklara hayat vermiş ama artık öyle değil. Nehir suyu zehre dönüşünce su ihtiyacını yeraltı sularıyla karşılamaya çalışılıyor ama orada da sona geldik.
Doğa bize ‘Dur’ dediğinin işaretlerini vermeye çoktan başladı ama bizler bu yolda duracak gibi gözükmüyoruz! Hızla büyüyoruz... Trakya bu en büyük olma macerasını yaşarken atıklar meselesini -ne yazık ki- göz ardı etmiş. Ergene nehir yatağını işgal eden bu siyah sıvı artık dünya çapında bir sorun.