PAKİSTAN Anayasa Mahkemesi, Başbakan Navaz Şerif ve Maliye Bakanı’nı yolsuzluk suçlaması ile görevlerinden uzaklaştırıp siyasetten ömür boyu men etmiş...
Yolsuzluk bulaşıcı hastalık gibi...
PAKİSTAN Anayasa Mahkemesi, Başbakan Navaz Şerif ve Maliye Bakanı’nı yolsuzluk suçlaması ile görevlerinden uzaklaştırıp siyasetten ömür boyu men etmiş... Suçlama, Panama belgeleri ile kamuoyuna...
Suçlama, Panama belgeleri ile kamuoyuna intikal eden, aile üyelerinin offshore hesapları ile ilgili; mahkeme kararı oybirliği ile almış..
Yüksek mahkeme, ayrıca ‘yolsuzluk mahkemesinde’ yolsuzluk davası açılacağını ve 30 gün içinde bir karar verileceğini duyurmuş. Davalıların mal varlıkları ile gelirleri arasındaki kayda değer farka işaret etmiş ve hükmünü bu argüman üzerine inşa etmiş.
İşin ilginci, Pakistan yasalarında, offshore hesap sahibi olmayı engelleyici hüküm de bulunmuyor. Parayı doğru yoldan kazanıyorsan, offshore veya onshore da hesap açabilirsin; keyfine kalmış. Ama gelirin ile servetin arasındaki makası açıyorsan ve bunu açıklayamıyorsan, başbakan, maliye bakanı olman fark etmiyor, ensenden yakalayıp önce kapı önüne, sonra da hapishaneye koyuyorlar.
İsrail Cumhurbaşkanı da geçenlerde ufak sayılabilecek bir miktarda yolsuzluktan hüküm giydi ve paşa paşa yatıp cezasını tamamladı.
Brezilya devlet başkanı Dilma Rouseff de yolsuzluk suçlaması ile Senato tarafından açığa alındı. Eski Başkan Lula da Silva kısa zaman önce yolsuzluk suçlaması ile mahkûm oldu, 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Örnekler pıtrak gibi çoğalıyor, iktidar zirvelerinde yolsuzluk bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor: Adaletin tecellisini sağlamak için... Yargının gerçek anlamda bağımsız ve tarafsız olmasının ne kadar önemli olduğu son örneklerde ortaya çıkmıyor mu?